Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

İSLÂM`DA NÜBÜVVET ALÂMETLERİ

Sahih Buhari eserindeki İSLÂM`DA NÜBÜVVET ALÂMETLERİ fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Baslik :
BERÂ` İBN-İ ÂZİB (RADİYA`LLÂHU ANH) İN RİVÂYET ETTİĞİ SEKÎNE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Ashâb`dan) bir kişi (Üseyd İbn-i Hudayr, bir gece) Kehf (Sûresin) i okumuştu. Evinde de bir atı vardı. Bu sırada at ürkmeğe, deprenmeğe başladı. Bunun üzerine Üseyd: Yâ Rab, Sen âfetten emîn kıl! diye duâ etti. Hemen Üseyd`i duman gibi bir şey, yâhut bir bulut kapladı. Sonra (Üseyd) bu vâkıayı Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e hikâye etti. Resûlullah: - Oku ey kişi, durma oku! (Bu tecellîyi ganîmet bilerek her gece Kur`ân oku!). Çünkü o bulut gibi görülen şey Sekîne idi. (Allah`ın sekîneti, vekarı, rahmeti hâmil olan bir mahlûku idi.) Kur`ân dinlemek için, yâhut Kur`ân`ı tebcîl için inmişti, buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN HASTA ZİYÂRETİNDE: "HASTALIĞIN ZARARSIZ GEÇMİŞ OLSUN, GÜNAHLARINA KEFFÂRETTİR İNŞÂ-ALLÂH!" BUYURMAK ÂDETİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem bir kere İyâde (hasta, hatırı sormak) için (Kays İbn-i Ebî Hâzım adında) bir a`râbîyi ziyârete gitmişti. İbn-i Abbâs der ki: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem İyâde için bir hastanın yanına gittiğinde ona: zararsız geçmiş olsun, günahlarına kefârettir inşâ-Allah, demek i`tiyâdında idi. Bu a`râbîye de: - Hastalığın zararsız geçmiş olsun, günahlarına keffârettir inşâ-Allah, duâsında bulundu. A`râbî ise Resûlullah`a: - Sen, günahlarına keffârettir; geçmiş olsun, diyorsun, fakat hiç de öyle (geçici bir hastalık) değildir. Belki ergin bir ihtiyar hasta üzerinde (harâreti) galeyân edip onu kabirleri ziyârete gönderen hummâ hastalığıdır, di(yerek Resûlullah`ın duâsını karşıla)dı. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem de: - Şu halde pek iyi (öyle olsun!) buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
YEHÛDÎLERLE HIRİSTİYANLARIN MÜSLÜMANLIĞI İÇİNDEN YIKMAK İÇİN BÂZI KİMSELERİN MÜSLÜMAN OLUP SONRA İRTİDÂD EDEREK MÜSLÜMANLIK ALEYHİNDE TEFEVVÜHATTA BULUNMALARI HAKKINDA ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, şöyle demiştir: (Neccar oğullarından) Hiristiyan bir kişi vardı. Sonra müslüman olmuştu. Bakare ve Âl-i İmrân (Sûrelerini) okumuştu. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e de vahiy kâtipliği yapmıştı. Bu adam sonra geri, Hiristiyanlığa döndü. (Ve kaçarak Hiristiyan câmiasına ihtihâk etti. Hiristiyanlar onu yüksek makamlara çıkardılar) Bu mürted: Muhammed bir şey bilmez. Yalnız benim kendisine yazdığım şeyleri bilir, demeğe başladı. Ve (aradan çok bir zaman geçmeden) Allah onu (kavmi içinde boynunu vurdurup) öldürdü. Hiristiyanlar defnettiler. Fakat sabah olunca gömüldüğü yer onu dışına atmıştı. Bunun üzerine Hiristiyanlar: bu Muhammed ile Ashâb`ın işidir. Onların arasından çıkıp kaçtığı için bu din kardeşimizin ölüsünden kefenini soydular ve onu (meydanda) bıraktılar, diye iftirâ ettiler. Ve derin bir çukur kazarak onun içine bıraktılar. Fakat sabah olunca gömüldüğü yerin onu (yine) dışına attığı görüldü. Hiristiyanlar yine: Bu, Muhammed ve Ashâb`ının işidir. Onların arasından çıkıp kaçtığı için bu din kardeşimizin ölüsünden kefenini soydular ve onu kabrin dışında bıraktılar, dediler. Ve bir yerde yine bir çukur kazdılar, güçleri yettiği derecede derinleştirdiler. Fakat sabah olunca o yerin onu dışına attığı görüldü. Bunun üzerine Hiristiyanlar bu işin kullar tarafından yapılmadığını anladılar. Ve onu açıkta bıraktılar.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN HAZRET-İ CÂBİR`E BİR MU`CİZE OLARAK SAÇAKLI ODA DÖŞEMELERİNE NÂİL OLACAĞINI BİLDİRMESİ VE BU SÛRETLE TAHAKKUK ETMESİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Câbir (evlendiği sırada) Resûlullah: - Câbir, etrâfı saçaklı oda döşeleriniz var mı? diye sordu. Câbir: - Bizde öyle döşeler nereden olacak! diye cevap verdi. Resûlullah: - Fakat yemîn edebilirim ki, yakında sizin öyle süslü döşeleriniz olacaktır, buyurdu. (Mu`cize olarak hakîkaten ağır döşeleri oldu. Câbir der ki, ben kadınıma:) - Şu süslü döşelerini gözümün önünden kaldır! derdim. O da bana: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: Sizin yakında süslü ev döşeleriniz olacaktır! buyurmadı mı? derdi. Bunun üzerine ben de bu mefrûşâtı yerinde bırakırdım.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM BİR MU`CİZE OLARAK SA`D İBN-İ MUÂZ`A MEKKE MÜŞRİKLERİNDEN ÜMEYYE İBN-İ HALEF`İN KENDİ ELİYLE ÖLECEĞİNİ HABER VERMİŞ VE HAKÎKATEN BEDİR GAZÂSINDA RESÛL-İ EKREM`İN ELİYLE ÖLMÜŞTÜR
Hadis :
Rivâyete göre Müşârün-ileyh, (Kureyş eşrâfından) Ümeyye İbn-i Halef`e: - Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem`den işittiğime göre, seni Muhammed öldüreceğini söylüyor, dedi. Ümeyye: - Beni mi öldürecek? diye sordu. Sa`d: - Evet, (seni öldürecek, dedi.) Ümeyye: - Muhammed bir söz söylerse, onun yalan olmak ihtimâli yoktur, dedi. Ve hakîkaten Allah Ümeyye`yi (bir mu`cize olarak) Bedir (gazâsın) da öldürdü. Bu hadîste bir vâkıa rivâyet olunmuştur ki, şu hadîs o vâkıadan bir parçadır.
Sıra :
 
Baslik :
PEYGAMBERİMİZİN KADINLARINDAN ÜMM-İ SELEME`NİN CİBRÎL`İ DİHYE SÛRETİNDE GÖRÜLDÜĞÜNE DÂİR ÜSÂME İBN-İ ZEYD HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, Cibrîl aleyhi`s-selâm (bir insan güzeli olan Dihyetü`l-Kelbî sûretinde) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelmişti. Bu sırada Resûlullah`ın yanında (Peygamber`in kadınlarından) Ümm-i Seleme bulunuyordu. Cibrîl, Resûlullah ile konuşmağa başladı. Sonra kalkıp gitti. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ümm-i Seleme`ye: - Bu kimdir? diye sordu. Yâhut buna benzer bir sorgu söyledi. Ümm-i Seleme: - Bu Dihye`dir! dedi. Ümm-i Seleme der ki: Allah`a and ederim ki, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in Cibrîl`den (aldığı vahyi Ashâb`a) haber vermek üzere îrâd ettiği hutbesini işitinceye kadar ben Cibrîl`i hiç şüphesiz Dihye sandım. (Râvî der ki:) Ümm-i Seleme, ya böyle ve yâhut buna benzer bir söz söyledi.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN ÖNCE EBÛ BEKR`İN, SONRA ÖMER`İN HALÎFE İNTİHÂB OLUNACAĞINI GÖRDÜĞÜ BİR RÜ`YÂ ÜZERİNE BİLDİRİLMESİNİN BİR MU`CİZE OLDUĞU
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Bir kere rü`yâmda) nâsı bir meydanlıkta toplu olarak gördüm. O sırada Ebû Bekr kalktı. (Halkı sulamak için kuyudan) bir, yâhut iki kova su çekti. Fakat Ebû Bekr`in su çekmesinde za`f ve güçlük vardı. Allah Ebû Bekr`i mağfiret etsin (mağfiret edecektir de). Sonra (bu küçük kovayı Ömer aldı. Ve alınca bu kova Ömer`in elinde büyük bir kovaya tahavvül etti. Ben, halk içinde Ömer`in gördüğü işi işliyebilecek kuvvette kavî ve kâmil bir kişi görmedim. En sonu nâs o meydanı develerin sulak ve eylek yeri edindiler.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
YAHÛDÎLER TEVRAT`DAKİ RECM ÂYETİNİ RESÛL-İ EKREM`DEN SAKLAMIŞLARDI. RESÛLULLÂH`IN TEVRÂT OKUMADIĞI HALDE TEVRÂT`TA RECM ÂYETİ BULUNDUĞUNU YEHÛDÎLERE BİLDİRMESİ BİR MU`CİZE OLDUĞUNA DÂİR İBN-İ ÖMER HAD
Hadis :
Rivâyete göre (Medîne`de) birtakım Yahûdîler Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelerek içlerinden bir erkekle bir kadının zinâ ettiğini hikâye ettiler, (ve ne hükmedersiniz? dediler). Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem onlara: - Siz, Recim (hükmü) hakkında Tevrât`ta ne bulursunuz? diye sordu. Onlar: - Biz zinâ edenleri teşhîr ederiz, bunlar bir değnekle de döğülürler. Abdullah İbn-i Selâm bunlara: - Yalan söylediniz!. Tevrât`ta Recim (âyeti) vardır, dedi. Bunun üzerine Tevrât`ı getirdiler. Ve kitabı açtılar. Yahûdîlerden birisi (Abdullah İbn-i Surya) elini Recim âyeti üzerine koyarak ondan önceki ve sonraki âyetleri okumağa başladı. Abdullah İbn-i Selâm ona: - Elini kaldır! dedi. O da elini kaldırınca Recim âyeti görülüverdi. Yâhûdîler: - Yâ Muhammed! Abdullah İbn-i Selâm doğru söylemiştir: Tevrât`ta hakîkaten Recim âyeti vardır, dediler. Bunun üzerine (Resûlullah zinânın vukuu hakkında şâhid istedi. Dört Yahûdî zânî ve zâniye aleyhinde vech-i mahsûs üzere şehâdet ettiler.) Resûlullah da bunların recmolunmalarına hükmetti de recmolundular.
Sıra :