Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
İbnu Abbas
İbnu Abbas - Kütüb-ü Sitte kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) teşehhüdden sonra şunu okurdu: "Allahümme inni euzu bike min azabi cehennem ve euzu bike min azabi`l-kabri ve euzu bike min fitneti`d`Deccal ve euzu bike min fitneti`l-mahya ve`l-memat (Allahım, ben cehennem azabıdan sana sığınırım. Kabir azabından da sana sığınırım. Deccal fitnesinden de sana sığınırım, hayat ve ölüm fitnesinden de sana sığınırım)".
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav)`ın geceleyin namazdan çıkınca şu duayı okuduğunu işittim: "Allahım! Senden, katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime kamil iman, dışıma amel-i salih, amellerime temizlik ve ihlas verir, rızana uygun istikameti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lütfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun. Allahım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki, artık bir daha küfür (ihtimali) kalmasın, öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım. Allahım! Hakkımızda vereceğin hükümde lütfunla kurtuluş istiyorum, (kurbuna mazhar olan) şühedaya has makamları niyaz ediyorum, bahtiyar kulların yaşayışını diliyorum, düşmanlara karşı yardım taleb ediyorum! Allahım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa (dünyevi ve uhrevi) ihtiyaçlarımı senin kapına indiriyor (karşılanmasını senden taleb ediyorum). Rahmetine muhtacım, halimi arzediyorum. (İhtiyacım ve fakrım sebebiyledir ki) ey işlere hükmedip yerine getiren, kalplerin ihtiyacını görüp şifayab kılan Rabbim! Denizlerin aralarını ayırdığın gibi benimle cehennem azabının arasını da ayırmanı, helake davetten, kabir azabından korumanı diliyorum. Allahım! Kullarından herhangi birini verdiğin bir hayır veya mahlukatından birine vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış ve bu sebeple de istediklerimin dışında kalmış ise ey alemlerin Rabbi, onun husulü için de sana yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden istiyorum. Ey Allahım! Ey (Kur`an gibi, din gibi) kuvvetli ipin, (şeriat gibi) doğru yolun sahibi! Kafirler için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan başlayacak ebediyet gününde de huzur-ı kibriyana ulaşmış mukarrebin meleklerle, (dünyada iken çok) rüku ve secde yapanlar ve ahidlerini ifa edenlerle birlikte cennet istiyorum. Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen (seni dost edinenlere) hadsiz sevgi sahibisin, sen dilediğini yaparsın. (Dilek sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler hepsini yerine getirirsin) Allahım! Bizi, sapıtmayıp, saptırmayan hiddyete ermiş hidayet rehberleri kıl. Dostlarına sulh (vesilesi), düşmanlarına da düşman kıl. Seni seveni (sana olan) sevgimiz sebebiyle seviyoruz. Sana muhalefet edene, senin ona olan adavetin sebebiyle adavet (düşmanlık) ediyoruz. Allahım! Bu bizim duamızdır. Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır. Bu, bizim gayretimizdir, dayanağımız sensin. Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme bir nur, arkama bir nur ver; sağıma bir nur, soluma bir nur ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime bir nur, kanıma bir nur ver; kemiklerime bir nur koy! Allahım nurumu büyüt, (söylediklerimin hepsine bedel olacak) bir nur ver, (söylenmiyenleri de kuşatacak) bir nur daha ver! İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan Zat münezzehtir. Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zat münezzehtir. Teşbih ve takdis sadece kendine layık olan Zat münezzehtir. Fazl ve nimetler sahibi Zat münezzehtir. Azamet ve kerem sahibi Zat münezzehtir. Celal ve ikram sahibi Zat münezzehtir."
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) teheccüt namazı kılmak üzere geceleyin kalkınca şu duayı okurdu: "Allahım, Rabbimiz! Hamdler sanadır. Sen arz ve semavatın ve onlarda bulunanların kayyumu ve ayakta tutanısın, hamdler yalnızca senin içindir. Sen semavat ve arzın ve onlarda bulunanların nurusun, hamdler yalnızca sanadır. Sen haksın, va`din de haktır. Sana kavuşmak haktır, sözün haktır. Cennet haktır, cehennem de haktır. Peygamberler haktır, Muhammed (sav) de haktır. Kıyamet de haktır. Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim. Sana yöneldim. Hasmına karşı senin (burhanın) ile dava açtım. Hakkımı aramada senin hakemliğine başvurdum. Önden gönderdiğim ve arkada bıraktığım hatalarımı affet. Gizli işlediğim, aleni yaptığım, benim bilmediğim, senin benden daha iyi bildiğin hatalarımı da affet! İlerleten sen, gerileten de sensin. Senden başka ilah yoktur."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Hz. Peygamber (sav) üzüntü sırasında şu duayı okurdu: "Halim ve azim olan Allah`tan başka ilah yoktur. Büyük Arş`ın Rabbi olan Allah`tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş`ın Rabbi, arzın Rabbi, Semavat`ın Rabbi olan Allah`tan başka ilah yoktur."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Hz. Ali İbnu Ebi Talib (ra) Resulullah (sav)`a gelerek: "Annem ve babam sana kurban olsun, şu Kur`an göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum" dedi. Resulullah (sav) ona şu cevabı verdi: "Ey Ebu`l Hüseyin! (Bu meselede) Allah`ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?" Hz. Ali (ra): "Evet, ey Allah`ın Rasulü, öğret bana!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şu tavsiyede bulundu: "Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhud bir andır. O anda yapılan dua müstecabtır. Kardeşim Ya`kub da evlatlarına şöyle söyledi: "Sizin için Rabbime istiğfar edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsin." Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvaffak olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rek`at namaz kıl. Birinci rek`atte, Fatiha ile Ya-sin süresini oku, ikinci rek`atte Fatiha ile Ha-mim, ed-Duhan süresini oku, üçüncü rek`atte Fatiha ile Elif-lam-mim Tenzilü`s-secde`yi oku, dördüncü rek`atte Fatiha ile Tebareke`l-Mufassal`ı oku. Teşehhüdden boşaldığın zaman Allah`a hamdet, Allah`a senayı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salat oku, güzel yap. Mü`min erkekler ve mü`min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü`min kardeşlerin için istiğfat et. Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku: "Allahım, bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebediyen terkettirerek merhamet eyle. Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni benden razı kılacak şeylere hüsn-i nazar etmemi bana nasib et. Ey semavat ve arzın yaratıcısı olan Celal, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sahibi olan Allahım. Ey Allah! Ey Rahman! Celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbar et. Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasib et. Ey semavat ve arzın yaratıcısı, celalin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanım, bedenimi yıkamanı istiyorum. Çünküy hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin. Herşeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah`tandır." Ey Ebu`l-Hasan, bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın, Allah`ın izniyle duana icabet edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun bu duayı yapan hiçbir mü`min icabetten mahrum kalmadı." İbnu Abbas (ra) der ki: "Allah`a yemin olsun, Ali (ra) beş veya yedi cuma geçti ki Resulullah (sav)`a aynı önceki mecliste tekrar gelerek: "Ey Allah`ın Resulü!" dedi, "geçmişte dört beş ayet ancak öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidiyorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar ayet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına anlatmak istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum. Resulullah (sav) bu söz üzerine Hz.Ali (ra)`ye: "Ey Ebu`l-Hasan! Kabenin Rabbine yemin olsun sen müminsin!" dedi.
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) öldürülen mükateb hakkında, azad edilen miktarınca hür diyetine göre, geri kalan kısmı için de köle diyetine göre hesaplanmasına hükmetti. (Metin, Nesai`nin metnidir)
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) Beni Amir`den iki kişinin diyetini, Müslümanların diyet miktarına göre ödedi. (Müslümanlar tarafından hataen öldürülen) bu iki kişi ile Resulullah (sav)`ın muahedesi (antlaşması) vardı.
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şu ve şu -yani serçe parmakla baş parmak- diyette eşittirler." (Tirmizi`nin rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "İki elin parmaklarıyla iki ayağın parmakları da eşittir. Her bir parmağın diyeti on devedir." Nesai`deki ziyade şöyledir: "Parmaklar hakkında diyet, onar onardır.")
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Parmaklar diyette eşit değerdedir. Dişler de aralarında eşittirler. Köpek dişi, azı dişi eşittir. Bunlar öbürlerine diyet meselesinde denktirler."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
(Hayvanı keserken) besmele çekmeyi bir kimse unutmuşsa bunun bir mahzuru yoktur. Ancak kasden terketmiş ise, kesilen yenilmez." [Rezin`in ilavesidir]
Sıra :