Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR

Kütüb-ü Sitte eserindeki TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Konu :
Ravi :
Hadis :
Hz. Peygamber (sav) Zeyneb (ra)`le evlenmişlerdi ki, annem Ümmü Süleym bana: "Resulullah (sav)`a bir hediyede bulunsak" dedi. Ben kendisine: "Bir şeyler yap!" dedim. Bunun üzerine hurma ve yağ ve keş getirdi, bir tencereye koyarak bunlarla yemek yaptı ve benimle gönderdi. Resulullah (sav)`a götürdüm. "Yemeği bırak!" dedi. Sonra bana emredip: "Bana falancaları çağır" dedi ve teker teker isimlerim söyledi. Ayrıca: "Kime rastlarsan çağır" diye emretti. Enes der ki: Emri yerine getirdim, sonra döndüm. Ev insanlarla dolmuştu. Resulullah (sav) elini mezkur yemeğin üzerine koydu ve Allah`tan başka kimsenin bilmedi bir şeyler söyledi. Sonra cemaati onar onar çağırdı. Herkes o yemekten yiyordu. Resulullah (sav) yiyenlere: "Yemeğe Allah`ın ismini zikrederek başlayın! Herkes önünden yesin!" dedi. Bu hal herkesin yemekten yeyip dağılmasına kadar devam etti. Sonunda çıkanlar çıktı. Bazıları da kalıp sohbete devam ettiler. Bir müddet sonra Resulullah (sav) da çıkıp hücrelere doğru yürüdü. Peşisıra ben de çıktım ve: "Davetliler gitti artık!" dedim. Resulullah (sav) evine geri döndü (ve derhal vahiy alameti olan) örtüyü üzerine çekti. Bu sırada ben hücrede idim. (Vahiy hali geçince) o (sav) şu vahyi okuyordu: "Ey iman edenler, (bundan sonra) Peygamberin evlerine -yemeğe davet olunmaksızın, vaktine de bakmaksızın- girmeyin. Fakat davet olunduğunuz zaman girin. Yemeği yiyince dağılın. Söz dinlemek veya sohbet etmek için de (izinsiz) girmeyin. Çünkü bu Peygamber`e eza vermekte, o sizden utanmaktadır. Allah ise, hak(kı açıklamak)tan çekinmez." (Ahzab 53)
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Hadis :
Hz. Aişe buyurmuştur ki: "Havle Bintu Hakim (ra), Resulullah (sav)`a kendisi gelip evlenme teklif edenlerdendir." Aişe (ra) devamla dedi ki: "Ben (kıskançlığın şevkiyle): "Kadın kısmı bir erkeğe evlenme teklifi yapmaktan sıkılmaz mı?" (diyerek bu şekilde Hz. Peygamber (sav)`a teklifte bulunanları kınardım). Ne zaman ki: "Onlardan kimi dilersen (nevbetinden) geri bırakır, kimi de dilersen yanına alabilirsin. (Nevbetinden) geri bıraktıklarından kimi istersen (nezdine almak)da da sana güçlük yoktur..." (Ahzab, 51) mealindeki ayet nazil oldu, (kendimi tutamayarak): "Ey Allah`ın Resulü, görüyorum ki, Rabbin seni memnun kılmada gecikmiyor" dedim.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) beni istemişti. Kendisine özür beyan ettim, özrümü kabul etti. Sonra Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: "Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin zevcelerini ve Allah`ın sana ganimet (olarak nasib) ettiklerinden sağ elinin malik olduğu kadınları, seninle beraber (Medine`ye) hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, bir de eğer mü`min bir kadın kendisini Peygamber`e bağışlayıp da eğer Peygamber de nikahla almak isterse onu (fakat bu sonuncusunu) diğer mü`minlere değil, yalınız sana has olmak üzere senin için helal kıldık." (Ahzab, 50). Ümmü Hani (ra) devamla der ki: Bu ayet üzerine (kendi kendime): "Ben Resulullah (sav)`a helal kılınmadım, çünkü hicret etmedim, ben Fetih günü hürriyeti bağışlananlardanım" dedim."
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) muhacir olan mü`min kadınlar dışında kalanlarla evlenmekten men edildi. Ayet şöyle buyurur: "Bundan sonra kadınlar(ı alman) ve bunları herhangi zevcelerle değiştirmen, güzellikleri hoşuna gitse de, sana helal olmaz. Sağ elinin malik olduğu (cariyeler) müstesna. Allah her şeye nigahbandır" (Ahzab 52). Keza Allah, "Mü`min cariyelerinizi..." (Nisa, 25); "Nefsini peygambere bağışlayan mü`min kadın"ı (Ahzab, 50) helal kıldı. İslam`dan başka bir dinde olanların hepsini haram kılıp sonra da şöyle buyurdu, (Mealen): "... Kim imanı tanımayıp kafir olursa her halde bütün yaptığı boşuna gitmiştir ve o, ahirette en çok ziyana uğrayanlardandır" (Maide, 5). Yine ayet-i kerime şöyle buyurur: "Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin zevceleri ve Allah`ın sana ganimet (olarak nasib) ettiklerinden sağ elinin malik olduğu kadınları, seninle beraber (Medine`ye) hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, bir de eğer mü`min bir kadın kendisini Peygamber`e bağışlayıp da eğer Peygamber de nikahla almak isterse onu -(fakat bu sonuncusunu) diğer mü`minlere değil, yalnız sana has olmak üzere- senin için helal kıldık..." (Ahzab, 50). İşte bunlar dışında kalan bütün kadınlar Hz. Peygamber`e haram edilmiştir.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) ölmezden önce bütün kadınlarla nikah kendisine helal kılındı.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hz. Musa (a.s.) son derece haya sahibi ve sıkı örtünen birisi idi. İstihyası (haya duygusunun fazlalığı) sebebiyle bedeninden hiçbir yer görülmezdi. Beni İsrail`den bazıları ona eziyette bulundu. (Şöyle ki: Bir gün aralarında): "Onun bu şekilde sıkı giyinmesine bedenindeki bir kusur sebep olmasın? Muhakkak ki o, ya abraştır, ya da debbelidir (hayasında şişme vardır) veya bir başka afete maruzdur" diye dedikodu yaptılar. Cenab-ı Hakk Hz. Musa`yı bu dedikodularından tebrie etmek diledi. Yine bir gün Hz. Musa (a.s.) bir tenhada, elbiselerini bir taş üzerine bırakıp tek başına suya girmiş yıkanıyordu. Yıkanması tamam olunca, giyinmek üzere çamaşırlarına doğru yürüdü.Tam bu sırada, üzerinde giyecekler olduğu halde taş yuvarlanmaya başladı. Hz. Musa (a.s.) değneğini eline alıp taşı yakalamaya çalıştı. Bu sırada "Elbisem ey kaya! Elbisem ey kaya!" diye de bağırıyordu. (Taşın peşinden koşarken) Beni İsrail`den bir cemaatın yanına kadar vardı. Hz. Musa`yı çıplak vaziyette gördüler, yaratılışça herkesten güzel (ve kusursuz) ve dedikodulardan beri idi. Kaya durdu. Hz. Musa (a.s.) çamaşırını alıp giydi. Sopasıyla taşa vurmaya başladı. (Ebu Hüreyre der ki): "Allah`a kasem olsun, o taşta sopa darbeleri sebebiyle üç veya dört tane bere izi var." Şu ayet bu hadiseye işaret etmektedir: "Ey iman edenler, siz de Musa`yı incitenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah indinde yüzü (itibarlı bir zat) idi" (Ahzab, 69).
Sıra :
 
Konu :
Hadis :
Hz. Peygamber (sav)`a bir gün: "Ey Allah`ın Resulü, kavminden yüz çevirenlere karşı, İslam`ı benimseyenlerle bir olup mücadele edeyim mi?" diye sordum. Onlarla savaşma hususunda bana izin verdi ve beni emir tayin etti. Ben (Medine`den) ayrılınca: "Gutayfi ne yaptı ?" diye benden sormuş. Kendisine, gittiğim söylenince hemen peşimden birisini göndererek beni geri çağırdı ve şu talimatı verdi: "Kavmini İslam`a davet et. Onlardan İslam`a gelenlerin Müslümanlığını kabul et. Kabul etmeyenler için savaşmakta acele etme, ben sana yeni bir emir gönderinceye kadar bekle." Der ki: Sebe kavmi hakkındaki ayetler nazil olmuştu. Bir adam sordu: "Ey Allah`ın Resulü, Sebe de ne? Bir yer veya bir kadın mıdır?" "Ne bir yer, ne de bir kadın değildir. Bilakis bir erkektir. On çocuklu bir Arap. Bu çocuklardan altısı Yemen cihetine gidip yerleşti, dördü de Şam cihetine gidip yerleşti. Şam tarafına gidenler Lahm, Cüzam, Gassan ve Amile kabilelerini ortaya çıkardılar. Yemen tarafına gidenler ise Ezd, Es`ariyyun, Hımyer, Kinde, Müzhic ve Enmar halkını meydana getirdiler." Bir adam: "Enmar da ne?" diye sordu. "Enmar", dedi, Has`am ve Becile kabilelerinin mensup olduğu cemaattir."
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Allahu Teala Hazretleri semada bir işin yapılmasına hükmetti mi, Rabb-i Teala`nın sözüne ihtiramla, melaike (a.s.) korku ile kanatlarını birbirine vururlar. Rabb Teala`nın işitilen sözü düz bir kaya üzerinde (hareket eden) zincirin sesi gibidir. Meleklerin kalplerinden korku açılınca (Cebrail ve Mikail gibi mukarreb meleklere): "Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. Onlar da: "Allah Teala hazretleri hakkı söylemiştir. Zaten O, yüce ve uludur" derler. O`nun sözünü, kulak kabartan (şeytanlar gizlice) işitir. Kulak hırsızı şeytanlar (yerden göğe kadar) birbirlerinin üstünde (zincirleme) dizilmiş ve kulak hırsızlığına hazırlanmış bulunur. - Süfyan (İbnu Uyeyne) eliyle tarif etti: Parmaklarını önce (üst üste) dizdi, sonra açtı- (En üstteki, ilahi kelamı işitir ve alttakine verir, o da kendi altındakine verir. Böylece gele gele sihirbaz ve kahinlerin diline kadar ulaşır. Bazan kelimeyi aşağıdakine vermeden önce bir şahap, şeytana ulaşır. Bazan şahap kendisine isabet etmezden önce kelimeyi aşağısındakine vermiş olur. (Sihirbaz ve kahinler kendilerine bu şekilde ulaşan hırsızlama habere) yüz kadar da kendileri ilave ederek yalanlar düzerler. Emr-i İlahi yeryüzünde tahakkuk edince halk kendi arasında: "Bu işin olacağı bize daha önce falan falan günlerde haber verilmemiş miydi?" derler. Böylece, semada (kulak hırsızlığı yoluyla) işitilmiş olan haber böylece tasdik edilir."
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Hadis :
Allahu Zülcelal hazretleri vahiy suretiyle konuştuğu zaman sema ehli bir ses işitir ki bu, demir bir zincirin düz bir kaya üzerinde hareket etmesiyle çıkan çıngırak sesine benzer. Sema ehli bu sesi duyunca korku ve haşyetten bayılırlar. Cibril (a.s.) kendilerine gelinceye kadar bu halde devam ederler. O gelince korku, kalplerinden açılır. Hemen: "Ey Cibril, Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. O: "Hakkı söyledi" der. Sema ehli hep bir ağızdan: "el-Hak, el-Hak" diye söyleşirler.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav), "Sonra biz o kitabı kullarımızdan (beğenip) seçtiklerimize miras bıraktık. İşte onlardan kimi nefsine zulmedendir. Onların bazısı mutedildir, onlardan bir kısmı da Allah`ın izniyle hayrat (ve hasenat yarışların)da öncü ol(up kazan)andır!" (Fatır, 32) ayeti hakkında şunu söyledi: "Bunların hepsi aynı makamdadır, hepsi de cennettedir."
Sıra :