Hadis | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

KÜTÜBÜ SİTTE HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ebu Hüreyre

Ebu Hüreyre - Kütüb-ü Sitte kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beni İsrail`e: "Kapıdan secde ederek girin ve (dileğimiz günahlarımızın) dökülmesidir deyin, ta ki hatalarınız bağıştansın" (Bakara 58) denildi. Ama onlar (emri değiştirdiler de kapıdan kıçları üzerine sürünerek girdiler ve "kılın içinde bir tane" dediler."
Sıra :
448
 
Hadis :
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: "Her şeyin bir şerefesi var. Kur`an-ı Kerim`in şerefesi de Bakara süresidir. Bu surede bir ayet vardır ki, Kur`an ayetlerinin efendisidir: Ayetü`l-Kürsi
Sıra :
499
 
Hadis :
Resulullah (sav) beni Ramazan zekatını muhafazaya tayin etmişti. Derken kara bir adam gelerek zahireden avuç avuç almaya başladı. Ben derhal kendisini yakaladım ve: "Seni Resulullah (sav)`a çıkaracağım" dedim. Bana: "Ben fakir ve muhtaç bir kimseyim, üstelik üzerimde bakmak zorunda olduğum çoluk-çocuk var, ihtiyaçlarım cidden çoktur, şiddetlidir" dedi. Ben de onu salıverdim. Sabah olunca, Hz. Peygamber (sav): "Ey Ebu Hüreyre! Dün akşamki esirini ne yaptın?" diye sordu. Ben: "Ey Allah`ın Resulü, bana şiddetli ihtiyacından ve çoluk-çocuktan dert yandı. Bunun üzerine ona acıyarak salıverdim" dedim. Resulullah (sav): "Ama o sana muhakkak yalan söyledi. Haberin olsun, o tekrar gelecek!" buyurdu. Bu sözünden anladım ki, herif tekrar gelecek. Binaenaleyh onu beklemeye başladım. Derken yine geldi ve zahireden avuçlamaya başladı. Ben de derhal yakaladım ve: "Seni mutlaka Resulullah (sav)`a çıkaracağım" dedim. Yine yalvararak: "Beni bırak, gerçekten çok muhtacım, üzerimde çoluk-çocuk var, bir daha yapmam" dedi. Ben yine acıdım ve salıverdim. Ertesi gün Resulullah (sav): "Ey Ebu Hüreyre, dün geceki esirini ne yaptın?" diye sordu. Ben: "Ey Allah`ın Resulü, bana ihtiyacından çoluk-çocuğundan dert yandı. Ben de acıdım ve salıverdim" dedim. "Ama" dedi, Resulullah: "O yalan söyledi fakat yine gelecek." Üçüncü sefer yine gözetledim. Yine geldi ve zahireden avuç avuç almaya başladı. Onu yine yakalayıp: "Seni mutlaka Hz. Peygamber (sav)`e götüreceğim. Bu üçüncü gelişin, üstelik sıkılmadan başka gelmeyeceğim deyip yine de geliyorsun" dedim. Yine bana rica ederek şöyle söyledi: "Bırak beni, sana birkaç kelime öğreteyim de Allah onlarla sana fayda ulaştırsın". Ben: "Nedir bu kelimeler söyle!" dedim. Bana dedi ki: "Yatağa girdin mi Ayetü`l-Kürsi`yi sonuna kadar oku. Bunu yaparsan Allah senin üzerine muhafız bir melek diker, sabah oluncaya kadar sana şeytan yaklaşamaz". Ben yine acıdım ve serbest bıraktım. Sabah oldu, Resulullah (sav): "Dün akşamki esirini ne yaptın?" diye sordu. Ben: "Ey Allah`ın Resulü, bana birkaç kelime öğreteceğini, bunlarla Allah`ın bana faide ihsan buyuracağını söyledi, ben de kendisini yine serbest bıraktım" dedim. Resul-i Ekrem (sav): "Neymiş onlar?" dedi. Ben: "Efendim, döşeğine uzandığın vakit Ayetü`l-Kürsi`yi başından sonuna kadar oku. (Bunu okursan) Allah`ın koyacağı bir muhafız üzerinden eksik olmaz ve ta sabaha kadar şeytan sana yaklaşmaz!" dedi, cevabını verdim. Resulullah (sav) bunun üzerine: "(Bak hele!) o koyu bir yalancı olduğu halde, bu sefer doğru söylemiş. Ey Ebu Hüreyre! Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun?" dedi. Ben: "Hayır!" cevabını verdim. "O bir şeytandı" buyurdular.
Sıra :
501
 
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hz. İbrahim (a.s.)`in şu sözleriyle ifade ettiği şüpheyi yaşamaya biz ondan daha layıkız: "Ey Rabbim ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster" demiş, (Allah: "Buna) inanmadın mı yoksa" demiş, o da: "İnandım, fakat kalbimin, (gözümle görerek) yatışması için (istedim, diye) söylemiştir (Bakara, 260). Allah, Lut (a.s.)`a rahmetini bol kılsın, aslında o çok muhkem bir kaleye sığınmıştı. Eğer, Hz. Yusuf (a.s.)`un kaldığı müddetçe hapiste ben kalsaydım, davete icabet ederdim."
Sıra :
504
 
Hadis :
Cenab-ı Hakk`ın şu mealdeki sözü nazil olunca: "İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder..." (Bakara, 284) bu ihbar Sahabe (ra)`ye çok ağır geldi. Resulullah (sav)`a geldiler, diz çöküp oturdular ve dediler ki: "Ey Allah`ın elçisi, bize yapabileceğimiz işler emredildi: Namaz, oruç, cihad ve sadaka, bunları yapıyoruz. Ama Cenab-ı Hakk sana şu ayeti inzal buyurdu. Onu yerine getirmemiz mümkün değil." Resulullah (sav) onlara: "Yani sizler de sizden önceki Yahudi ve Hıristiyanlar gibi "dinledik ama itaat etmiyoruz" mu demek istiyorsunuz? Hayır öyle değil şöyle deyin: "İşittik itaat ettik. Ey Rabbimiz affını dileriz, dönüş sanadır." Ce-maat bunu okuyup, dilleri ona alışınca, bir müddet sonra Cenab-ı Hakk şu vahyi inzal buyurdu: "Peygamber ve inananlar, O`na Rabbi`nden indirilene inandı. Hepsi Allah`a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandı. Peygamberleri arasında hiçbirini ayırdetmeyiz, işittik, itaat ettik, Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş sanadır" dediler (Bakara 285). Ashab bunu yapınca Allah, önceki ayeti neshetti ve şu ayeti inzal buyurdu: "Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. (Resululah bu duayı yapınca Allah Teala hazretleri: Pekala, yaptım buyurmuştur). Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! (Allah Teala hazretleri: Pekiyi, buyurmuştur). Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmiyeceği şeyi taşıtma (Rabb Teala hazretleri: Pekiyi, dedi). Bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et (Rabb Teala buna da Pekiyi demiştir).
Sıra :
510
 
Hadis :
Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Allah Teala, ümmetim, içinden geçen fena şeylerle amel etmedikçe veya onu konuşmadıkça o şey yüzünden ümmetimi hesaba çekmeyecektir."
Sıra :
511
 
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular: "Yeni doğan her insan yavrusuna, doğduğu anda şeytan mutlaka bir dürter. Yavru, onun dürtmesi (nin verdiği rahatsızlık) sebebiyle bağırarak ağlar. Hazret-i Meryem ve onun oğlu İsa bundan hariçtir." Ebu Hüreyre sözüne devamla: "İsterseniz şu ayeti de okuyun dedi: Meryem: "...Ben onu da soyunu da kovulmuş şeytandan sana sığındırırım" dedi (Al-i İmran, 36).
Sıra :
518
 
Konu :
Hadis :
"Kim fenalık yaparsa cezasını görür. Kendisine Allah`tan başka ne dost ne de yardımcı bulur" (Nisa 123) mealindeki ayet nazil olduğu zaman, Müslümanları çok ciddi bir kedere sevketti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle tavsiye etti: "Amellerinizde orta yolu ve doğruyu bulmaya çalışın. Mü`mine musibet nevinden her ne ulaşır ise günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenmedik bir hadise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş farketmez" (Bu metin Müslim`in metnidir. Tirmizi`nin rivayetinde şu ziyade var: "Ayet(in hükmü) Müslümanları çok üzdü. Resulullah (sav)`a şikayet ettiler. Resulullah (sav) şunu söyledi...")
Sıra :
579
 
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyametin üç alameti vardır, onlar zuhur edince, "daha önce inanmamış olanların artık inanmaları da onlara fayda vermez" (En`am, 158) Güneşin battığı yerden doğmasi, Deccal, Dabbetu`l-arz"
Sıra :
609
 
Hadis :
Resulüllah (sav) buyurdular ki: "Allahu Zül-Celal hazretleri Adem (a.s.)`ı yarattığı zaman sırtını meshetti. Bunun üzerine kıyamete kadar onun neslinden yaratacağı insanlardan herbirinin iki gözü arasına nurdan bir parlaklık koydu. Sonra hepsini Adem (a.s.)`e arzetti. Adem (a.s.): "Ey Rabbim bunlar da kim?" diye sordu. "Bunlar senin zürriyetindir" dedi. Onlardan bir tanesi dikkatini çekti, gözlerinin arasındaki parlaklık çok hoşuna gitmişti. "Ey Rabbim şu da kim?" diye sordu. "Davud" deyince. "Pekala ne kadar ömür verdin?" diye sordu. "Altmış yıl" dedi. Adem: "Ey Rabbim, ona benim ömrümden kırk yıl ilave et!" dedi. Resulullah (sav) buyurdular ki: Hz. Adem`in yaşı kırk yıl eksik olarak kesinleşince hemen ölüm meleği geldi. Adem (a.s.) ona: "Yani benim ömrümden kırk yıl daha geride kalmadı mı?" dedi. Melek: "İyi ama", dedi, sen onu oğlun Davud`a vermedin mi?" Adem inkar etti, zürriyeti de inkar etti. Adem unuttu ve meyveden yedi. Zürriyeti de unuttu. Adem hata işledi, zürriyeti de hata işledi." (Tirmizi hadisin sahih olduğunu söyledi)
Sıra :
614