Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Câbir b. Abdullâh

Câbir b. Abdullâh - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
ŞEYTANDAN İSTİÂZE EDİLMESİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Güneş batıp) gece karanlığı, yâhut gecenin bir kısmı hâsıl olduğu zaman, çocuklarınızı (dışarı çıkmaktan) men` ediniz!. Çünkü şeytanlar o sırada dağılır, (faâliyete geçer) ler. Yatsıdan bir saat geçince de (dışarıdaki) çocuklarınızı (meskeninize) koyunuz!. Ey mü`min, o zaman Allah`ın ismini anarak (Bismi`llâhi`r-Rahmâni`r-Rahîm diyerek) kapını kapa!. Besmele ile kandilini söndür!, Su kırbanın ağzını Besmele ile bağla!. Yine Besmele ile kap, kacağını kapat! Velevki o kap üzerine enine (tahta parçası gibi) bir şey koysun!
Sıra :
 
Baslik :
HIZIR VE MÛSÂ ALEYHİME`S-SELÂM
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Biz bir kere Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber (Merrü`z-Zahrân mevkiinde) misvak ağacının yemişini toplayorduk. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem orada bulunanlara: - Siz bu yabânî yemişin kararanlarını tercîh ediniz!. Çünkü onun siyahı en lezzetlisidir, buyurdu. Orada bulunan Ashâb: - Yâ Resûla`llah! (Bu yemişin iyisini, kötüsünü çobanlar bilir.) Siz koyun güttünüz mü? diye sordular. Resûlullah: - (Acâyip! Mûsâ olsun, başkası olsun) Peygamberlerden hiç bir Peygamber yoktur, o muhakkak koyun gütmüştür, buyurdu.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
NESEBLE TEFÂHÜRÜN CÂHİLİYYET ÂDETİ OLDUĞU
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Biz, (Müreysî` seferinde) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber gazâ etmiştik. Muhâcirlerden birtakım kimseler de toplanmış, Resûlullah ile berâber sefer etmişti. Hattâ Muhâcirler (Ensâr`dan) çoğaldı. Muhâcirlerden şakacı birisi de vardı. Ensar`dan birisinin kıçına (şaka olarak) vurmuştu. Ensârî aşırı derecede hiddetlenmişti. Nihâyet (kavga başladı) iki taraf da kabîlelerini imdâda çağırdılar: Ensar`dan olan kimse: Ey Medîneliler, imdâdıma koşunuz! diye feryâd etti. Muhâcir şakacı da: Ey Muhâcirler, imdâdıma geliniz! diye seslendi. Bu sesler üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem çıktı ve: -Câhiliyet halkının çığlığiyle feryattan maksat nedir? buyurdu. Sonra da: - Onlara ne olmuş (ki, İslâm âdetini bırakıyorlar), neden câhiliyet âdetiyle sesleniyorlar? diye sordu. Bir Muhâcirin Ensâr`dan birisine şaka ile vurduğu bildirildi. -Râvî der ki:- Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Şu câhiliyet çığlığını bırakınız!. Soyunu çağırmak (onunla hak kazanmak) ne kötü şeydir? buyurdu. (Münâfıkların reîsi olan) Abdullah İbn-i Übey İbn-i Selûl de: - Vay, şunlar bizim Medîne halkı üzerine Muhâcirleri ayaklandırmak mı istiyorlar?. Hele biz bir kere Medîne`ye dönüp varalım; bizim en azîzimiz (gûyâ kendisi) onlardan en zelîl olanı (gûyâ Peygamber`i) elbette ve muhakka sûrette (Medîne`den) çıkaracaktır, dedi. Bunun üzerine Ömer, İbn-i Übey için: - Ey Allah`ın Peygamberi! Şimdi ben şu habîsi gebertmez miyim? dedi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem de: - (Bırak şunu!) Halk, Muhammed, Ashâb`ını öldürmeğe başladı, diye dedi-kodu etmesin! buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
CÂBİR İBN-İ ABDULLÂH HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Benimle Peygamberler (zümresin)`in benzeri, şu bir kimsenin meseli ve benzeri gibidir ki, o kişi, bir ev yaptırmış ve binâyı tamamlayıp süslemiş de yalnız bir tuğlası eksik kalmış. Bu vaziyette halk binâya girip gezmeğe başlarlar. Ve (eksik yeri görüp) hayret ederek: Şu bir tuğlanın yeri boş (bırakılmış) olmasaydı! dediler. Ebû Hüreyre radiya`llahu anh`den gelen bir rivâyet tarîkında da: "Şu köşede bir kerpiç yeri boş bırakılmı olmasaydı!" ziyâdesi vardır. Bunun sonunda da Resûlullah`ın: "Ben o (yeri boş bırakılan) kerpicim, ben Hâtemü`n-Nebiyyîn`im" (Peygamberlerin sonuyum!) buyurduğu rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN HAZRET-İ CÂBİR`E BİR MU`CİZE OLARAK SAÇAKLI ODA DÖŞEMELERİNE NÂİL OLACAĞINI BİLDİRMESİ VE BU SÛRETLE TAHAKKUK ETMESİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Câbir (evlendiği sırada) Resûlullah: - Câbir, etrâfı saçaklı oda döşeleriniz var mı? diye sordu. Câbir: - Bizde öyle döşeler nereden olacak! diye cevap verdi. Resûlullah: - Fakat yemîn edebilirim ki, yakında sizin öyle süslü döşeleriniz olacaktır, buyurdu. (Mu`cize olarak hakîkaten ağır döşeleri oldu. Câbir der ki, ben kadınıma:) - Şu süslü döşelerini gözümün önünden kaldır! derdim. O da bana: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: Sizin yakında süslü ev döşeleriniz olacaktır! buyurmadı mı? derdi. Bunun üzerine ben de bu mefrûşâtı yerinde bırakırdım.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
ÖMER`İN CENNET`LE MÜJDELENDİĞİNE DÂİR CÂBİR VE ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSLERİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (Bir kere rü`yâmda) ben, kendimi Cennet`e girmiş gördüm. Ve orada Ebû Talha`nın karısı Rümeysâ ile karşılaştım. Bir de gürültüsüz, sâkin bir ayak sesi işittim. Ve: - Kimdir bu? diye sordum. Cibrîl: - Bilâl`dir! diye cevab verdi. Cennet`te bir de (muhteşem) köşk gördüm. Avlusunda bir câriye vardı. Ben: - Bu köşk kimindir? diye sordum. Cibrîl: - Ömer`indir! diye cevap verdi. Onun içine girmek ve bakmak (gezip görmek) istedim. Fakat ey Ömer! Senin kıskançlığını hatırladım, (diye lâtîfe etti). Bunun üzerine Ömer: - Babam, anam sana kurban olsun yâ Resûla`llah!. Sana karşı mı kıskancım? diye cevap verdi.
Sıra :
 
Baslik :
ENSÂR`DAN SA`D İBN-İ MUÂZ`IN FAZÎLETİ
Hadis :
Ben, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Arş, Sa`d İbn-i Muâz`ın ölümü için titremiştir" buyurduğunu işittim, dediği rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
MÜŞRİKLERİN İSRÂ`YI İNKÂR ETTİKLERİ MÜŞRİKLERİN SUALLERİNE PEYGAMBERİMİZİN CEVÂBI
Hadis :
Rivâyete göre Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işitmiştir: (Mescid-i Aksâ`ya sefer ettiğimi söylediğimde) Kureyş beni yalanlayınca (Mescid-i Harâm`a gidip) Hicir`de ayakta durdum. Müteâkıben Allah bana, Beyt-i Makdis`i ile gözümün arasındaki mesâfeyi kaldırdı da (denemek için ne sordularsa) Mescid-i Aksâ`ya bakarak onun nişânelerinden Kureyş`e haber vermeğe başladım.
Sıra :
 
Baslik :
YEHÛDÎ ŞÂİRİ KÂ`B İBN-İ EŞREF`İN KATLİ
Hadis :
Rivâyete göre Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bir kere Ashâb`a: - Kâ`b İbn-i Eşref (i öldürmek) için kim hazırdır? diye sordu. Çünkü o, Allah`a ve Resûlüne ezâ etmiştir! buyurdu. Muhammed İbn-i Mesleme: - Yâ Resûla`llah! İster misin onu ben öldüreyim? dedi. Resûlullah: - Evet, isterim! buyurdu. İbn-i Mesleme: - Öyle ise (Kâ`b`a hakkınızda hoşlanacağı) bir şey söylememe müsaade buyurunuz! dedi. Resûlullah: - Ne istersen söyle! buyurdu. Bunun üzerine Muhammed İbn-i Mesleme Kâ`b`a vardı: - Şu kişi (yâni Resûlullah) bizden sadaka istedi. Ve bize güç vergi teklîf etti. Ben de ödünç bir şey almak için sana geldim! dedi. Kâ`b da İbn-i Mesleme`nin dediği gibi söylendi: - Muhakkak o, sizin usancınızı daha artıracaktır! sözünü de ekledi. Muhammed İbn-i Mesleme: - (Ne yapalım) bir kere ona uymuş bulunduk. Onu derhal bırakmak istemiyoruz. Bakacağız, onun hâli ne olur, sona erinceye kadar bekliyeceğiz. Şimdi biz, senin bir vesk, yâhud iki vesk ödünç (hurma) vermeni istiyoruz! dedi. Bunun üzerine Kâ`b: - Pek iyi, siz bana rehin veriniz! dedi. İbn-i Mesleme ile refikleri: - Rehin olarak ne istersin? diye sordular: Kâ`b: - Kadınlarınızı! dedi. Onlar: - Kadınlarımızı sana nasıl rehin edebiliriz. Bugün sen arabın en güzel bir sîmâsısın! (Kadın gönlü akıverir!) dediler. Kâ`b: - Öyle ise oğullarınızı rehin veriniz! dedi. Onlar: - Oğullarımızı nasıl rehin ederiz? Sonra bunların biri hakkında: Bir, iki deve yükü hurmaya rehin olundu! diye sövülür ki, bu bize ebedî bir ardır (silinmez bir lekedir); lâkin biz sana silâhımızı, zırhımızı terhîn edelim! dediler. (Kâ`b muvâfakat ederek) kendisine gelmesi için İbn-i Mesleme`ya zaman ta`yîn etti. Muhammed İbn-i Mesleme bir gece Kâ`b`a geldi. (Kale dışından seslendi.) Yanında Kâ`b`ın süt kardeşi Ebû Nâile vardı. Kâ`b bunları kale içine da`vet etti ve misâfirleri karşılamak için onların yanına indi. Kâ`b`ın karısı kocasına: - Bu saatte nereye çıkıyorsun? diye i`tirâz etti ise de Kâ`b: - Bu seslenen Muhammed İbn-i Mesleme ile kardeşim Ebû Nâile`dir! diye karşıladı. Kadın: - Emîn ol ben bir ses işittim ki, ondan kan damlıyor (şer seziliyor)! dedi. Kâ`b: - O benim kardeşim Muhammed İbn-i Mesleme ile süt kardeşim Ebû Nâile`dir. Hem, kerîm olan bir genç, geceleyin kılıç darbesine çağrılsa bile, o çağrıya muhakkak icâbet eder, dedi (ve yanlarına indi). Muhammed İbn-i Mesleme kendisiyle berâber iki kişi de kaleye soktu. Bir rivâyette bunlar Ebû Abs İbn-i Cebr, Hâris İbn-i Evs, Abbâd İbn-i Bişr (olmak üzere üç) dür. Muhammed İbn-i Mesleme bu arkadaşlarına (önce) şöyle kumanda etmiş: Kâ`b gelince ben onun başını tutup saçını koklarım. Siz benim Kâ`b`ın başını sıkıca yakaldığımı görünce hemen kılıçlarınızı çekip Kâ`b`ı vurunuz! demişti. (Hadîsin râvîsi Amr İbn-i Dînâr) bir kere de İbn-i Mesleme`nin arkadaşlarına: Kâ`b`ın başını size de koklatırım! dediğini de rivâyet etmiştir: Şimdi Kâ`b İbn-i Eşref mükellef giyimli ve hamâilli olarak, etrâfına güzel koku saçarak misâfirlerin yanına indi. Bunun üzerine İbn-i Mesleme: - (Aman bu ne güzel koku) bugünkü gibi güzel koku (ömrümde) duymadım! diye yaklaştı. Kâ`b: - (Ne sanıyorsun) Arabın en âsil ve en güzel kokulu kadınları sînemde yaşıyor! dedi. Muhammed İbn-i Mesleme: - Başını, saçını koklamama müsaade eder misin? dedi. Kâ`b: - Evet ederim! dedi. İbn-i Mesleme kendi kokladı. Sonra arkadaşlarına da koklattı, sonra: Bana bir daha koklamağa müsaade eder misiniz? dedi. Kâ`b: - Evet dedi. Bu defa İbn-i Mesleme Kâ`b İbn-i Eşref`in başını sımsıkı yakaladı. Ve arkadaşlarına: - Haydi kılıç darbesine tutup vurunuz! dedi. Bu sûretle İbn-i Eşref`i öldürdüler. Sonra Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelip haber verdiler.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN ASKERÎ TA`BİYESİ VE ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ ÂYETLERİ
Hadis :
Rivâyete göre şöyle demiştir: Bir er kişi Uhud günü Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e: - Yâ Resûla`llah! Bana (lûtfen) bildirir misin, ben öldürülürsem nerede bulunacağım? diye sordu. Resûlullah: - Cennet`te! buyurdu. Bunun üzerine o kişi elindeki (yemekte olduğu) hurmaları hemen yere atarak harbe girişti. Sonra şehîd oluncaya kadar vuruştu.
Sıra :