Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Abdullâh b. Mes`ûd

Abdullâh b. Mes`ûd - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
ORUCUN SÂİM ÜZERİNDEKİ TERBİYETKÂR TE`SÎRİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD HADÎSİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile bulunduğumuz sırada Resûlullah`ın şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: Kimin evlenmek külfetine gücü yeterse evlensin! Zîrâ tezevvüc, gözü (haramdan) son derece men` eder. İffeti de o nisbette muhâfaza eyler. Nikâh masrafına muktedir olmayan kimse de oruç tutsun: Zîrâ oruç, sâim için katı-ı şehvettir.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: (İbn-i Mes`ûd bir mecliste) [Resûl-i Ekrem: - Her kim müslümân bir kimsenin malını koparmak için yemîninde yalancı olarak and içerse, kıyâmet gününde o, Cenâb-ı Hakk`ın gazâbına uğrayarak Allah`a mülâkî olur, buyurdu. Ve müteâkıben Resûl-i Ekrem Allah Azze ve Cell`in: - Onlar ki Allah`ın ahdini ve kendi yemînlerini çok az bir para ile satarlar. İşte bunların âhirette hiç nasîbi yoktur: Kıyâmet günü Allah onlara söylemiyecek, onlara iltifât etmiyecek, onları temize çıkarmıyacak. Onların yalnız nasîbi, kendilerini ağrıtıp inleten müdhiş bir azâbtır, meâlindeki kavl-i şerîfini inzâl buyurduğunu bildirdi,] demiştir. Bu sırada (meclise) Eş`as İbn-i Kays gelmiş ve sâmiîne: - Ebû Abdurrahmân (İbn-i Mes`ûd) size ne anlatıyor?. Bu âyet benim hakkımda nâzil oldu. (Şöyle ki:) amuca-zâdemin tarlasında bir kuyum vardı. (O, bunu inkâr ediyordu.) Resûlullah bana: - Şâhidlerini hazırla! buyurdu. Ben: - Şâhidlerim yoktur, dedim. Resûlullah: - Öyle ise yemîn etmesini iste! buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! Yalan yere yemîn eder, dedim. Bunun üzerine Resûlullah: - (Her kim bir müslümânın malını koparmak için yalan yere yemîn ederse...) hadîsini îrâd etti. Allah Azze ve Cell de Resûlullah`ı tasdîk ederek bu âyeti inzâl buyurdu, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: müşârün-ileyh demiştir ki: bir kimsenin (Mescidde Rahmân Sûresi`nden) bir âyeti, benim Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`den işittiğim kırâet (-i Nebevî) hılâfına okuduğunu duydum. Hemen elinden tutup Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e getirdim. (Aramızdaki ihtilâfı arz edince yüzünde âsâr-ı şiddet hissettim. Bununla berâber) Resûlullah: ikinizini kırâeti de güzeldir; (Kur`ân hakkında) sakın ihtilâf etmeyiniz!. Sizden evvelki ümmetler, (kitablarında) ihtilaf ettiler de öyle helâk oldular, buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
İNSANLARIN EN HAYIRLILARI BENİM İÇİNDE BULUNDUĞUM DEVİRDE YAŞAYANLARDIR Kİ, ASHAB DEVRİDİR, SONRA TÂBİÎ, DAHA SONRA ETBÂ-İ TÂBİÎ DEVİRLERİDİR. ONDAN SONRA YALAN YERE ŞEHÂDET ŞÂYİ` OLUR HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Nâsın hayırlısı benim asrım (daki Ashâb`ım) dır. Sonra onlara yakın olan (Tâbiî) lerdir. Sonra onlara yakın (Etbâ-ı Tâbiî) lerdir. Sonra birtakım kavimler gelir ki, onlardan birinin şehâdeti (ihtirâs ile) yemînine, yemîni de şehâdetine takaddüm eder.
Sıra :
 
Baslik :
İSLÂM VE CİHAD ÜZERE BÎAT
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: (Mekke`nin fethinden sonra) ben, kardeşim (Mücâlid İbn-i Mes`ûd) ile Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in yanına geldim de: - Yâ Resûla`llah! (Medîne`ye) hicret etmek üzere bize muâhede ve müsâade eyle! dedim. Resûlullah: - Artık hicretin hükmü, (fetihden önce) hicret edenlere âid olarak geçmiştir, buyurdu. Ben: - Ya ne üzerine bize mübâyea buyurursunuz? dedim. Resûlullah: - (Evvelâ) İslâm, (sonra) cihâd üzerine, buyurdu.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
MÜCÂHİDLERDEN HER FERDİN MÂ-FEVK KUMANDANLARINA MUTLAK SÛRETLE İTÂATİ KUMANDANIN MÂ-DÛNUNA KUVVETİ HÂRİCİNDE VAZÎFE TEKLÎF ETMEMESİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ MES`ÛD HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Günün birisinde bana bir kişi geldi. Ve bana, kendine ne cevap vereceğimi bilemediğim bir süâl sordu da dedi ki: - Şol bir kişi hakkında re`yin nedir? ki: o, zinde, silâhı üzerinde olarak sevinç içinde kumandanlarımızla berâber gazâlara çıkar. Fakat kumandanımız (ona ve) hepimize karşı sayamayacağımız derecede çok ve ağır vazîfeler hakkında kat`î ve şiddetli emirlerde bulunur. (Şimdi şu tahammül-fersâ durumda gazînin vaziyeti nedir?: Şu halde de gazînin kumandanının bu ağır emirlerine itâat etmesi vâcib midir?) diye sordu. Ben de ona şöyle cevâb verdim: - Vallahi ben sana ne cevâb vereyim? bilmiyorum. Şu kadar ki, biz (Peygamber`in Ashâbı) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber (bu kadar gazâlarda) bulunduk. O, bir iş hakkında emir verince verilen vazîfeyi biz görünceye kadar bize karşı azim ve şiddet göstermemeğe yakın (bir vaziyette) bulunurdu. Bunun bir müstesnâsı da vardır. Sizden her hangi biriniz Allah`ın azâbından korundukça o kişi, dâimâ hayır ile berâberdir. Şâyed onun gönlünde (bir hususta câiz midir, değil midir? diye) bir şüphe uyandığında o kimse (mâ-fevk) bir (hayır-hâh) kişiye sorup o (nun öğüt) ünden gönlündeki çürüklüğü şifâlandırabilir. -Hoş! Sizin (bu dünyâda) öyle (hak sözlü) bir kişiyi bulamayacağınız (günler) yaklaşmıştır ya?- Kendisinden başka ibâdete değer bir ma`bûd olmıyan Allah`a yemîn ederim ki: ben dünyâdan geri kalan ve geçen günleri, derede birikmiş su gibi tahayyül ediyorum: onun sâfîsi içilmiş de geriye bulanık tortusu kalmıştır.
Sıra :
 
Baslik :
YİNE BİR BEDEVÎ: ŞU TAKSİM, ALLAH RIZÂSI GÖZETİLEN ÂDİLÂNE BİR TAKSİM DEĞİLDİR, DİYE SÖYLENMESİ ÜZERİNE RESÛLULLÂH`IN: ALLAH VE RESÛLULLÂH ADÂLET ETMEZSE YA KİM EDER! BUYURMALARI
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Huneyn günü (harb) olup bitince Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (ganîmet taksîmi sırasında) bâzı kimselere ziyâde vermek sûretiyle husûsiyet bahş etti. (Meselâ Müellefe-i Kulûb`dan) Akra` İbn-i Hâbis`e yüz deve vermişti. Uyeyne`ye de bunun kadar vermişti. Arab eşrâfından bâzı insanlara da bu sûretle yüz deve ihsan buyurup bu Arab eşrâfını o gün ganîmet bölümünde başkalarına tercîh etmişti. (Peygamber`in bundaki gayesini anlamayanlardan) bir kişi (i`tirâz ederek): - Vallahi şu taksîm, kendisinde adâlet gözetilmeyen, yâhut kendisiyle Allah rızâsı kasd edilmeyen bir taksimdir ve bu muhakkaktır, dedi. Ben de: - Vallahi bu (küstahca) sözü ben Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e muhakkak haber veririm, dedim. Ve Peygamber`e varıp haber verdim. Resûlullah: - Allah ve Resûlü adâlet etmezse kim eder?. Allah Mûsâ`ya rahmet etsin, o, bundan daha çok sözlerle ezâlandırıldı da sabretti (ve böyle küstahları cezâlandırmadı) buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
NAKZ-İ AHD HAKKINDA ENFÂL SÛRESİ`NİN (56) INCI ÂYETİNİN TERCEME VE ÎZÂHI
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Ahdini bozan her kişi için kıyâmet gününde (halk arasında teşhir olunmak üzere) bir alâmet vardır" buyurduğu rivâyet olunmuştur. Râvîlerden birisi: "O alâmet gaddarın yanına dikilir" diye rivâyet etmiş, öbür râvî de: "O alâmet gaddarın yanında görülür, onunla bilinir" demiştir.
Sıra :
 
Baslik :
İNSANIN YARADILIŞINDAKİ TEKÂMÜL TAVIRLARI
Hadis :
Rivâyete göre, demiştir ki: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bana (insanın hilkati atvârından) haber verdi -ki o, kendi doğru söyler, kendisine de doğru bildirilir- buyurdu ki: sizin biriniz (in hilkati mebdeinde) ana vebaba maddeleri kırk gün ananın karnında toplanır, (halka müstaid bir halde tahammür eder). Sonra o maddeler o kadar zamân (kırk gün) içinde katı bir kan pıhtısı hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman (kırk gün) içinde mudga = bir çiğnem ete tahavvül eder. (Dördüncü tekâmül tavrında) Allah bir Melek gönderir. Ve tekâmül eden mudgaya (şu) dört kelime (yi yazması) emrolunur ki: onun işini, rızkını, ecelini, şakî veya saîd olduğunu yaz! denilir. (İbn-i Mes`ûd demiştir ki: Abdullah`ın hayâtı yed-i kudretinde olan Allah`a yemîn ederim ki: Melek bunları yazdıktan) sonra ona ruh üflenir. (Cenin canlanır). İmdi sizden bu kişi (bu fıtratı îcâbı dünyâda) iyi iş işler de hattâ kendisiyle Cennet arasında yalnız bir kulaç mesâfe kalır. Bu sırada (Meleğin ana karnında yazdığı) yazı gelir; o kişiyi önler. Bu def`a o, Cehennemliklerin işini işlemeğe başlar (da Cehennem`e girer) sizden bir kişi de (fenâ) iş işler. Hattâ kendisiyle Cehennem arasında ancak bir kulaç mesâfe kalır. Bu sırada (Meleğin yazdığı) kitâbı gelir onu önler. Bu def`a o kişi ehl-i Cennetin işini (hayır iş) işler, (Cennet`e girer).
Sıra :
 
Baslik :
RESÛLULLÂH`IN CİBRÎL`İ İKİ KERE KENDİ SÛRET VE HİLKATİNDE GÖRÜŞÜ
Hadis :
Rivâyete göre, Azîz ve Celîl olan Allah`ın: "Allah; kulu (Muhammed)`e vahyettiğini vahyetti" kavl-i şerîfi (nin tefsîri) nde İbn-i Mes`ûd Resûlullah Cibrîl`i altı yüz kanatlı olarak gördü, demiştir.
Sıra :