Rüya Tabirleri
Açılış  Giriş Sayfası Yap
Favori  Sık Kullanılanlara Ekle
www.ihya.org 4. yilinda
MC ÜYE İŞLEMLERİ
Üyeadi:
Parola :
Kütübü Sitte
Buhari Hadis Kitabi
SPONSOR LINKLERI
Secme Konular
· Gaflet
· Sahih-i Buhârî
· Tevâtür
· Kudsi Hadis
· Cüz
· Sahîfe
· Zındık
· Salih
· Fasık
· Nesh

Burayada Bak
· Akıl
· Mubtedi
· Tarahû Hadîsehû
· Şartu’l-Buhârî
· Kalîlu'l-Hadîs
· Ya'nî
· Evlâdu's-Sahâbe
· Fî Hadîsihî Da'fun
· Haddesenâ Fulân Kıra'aten Aleyhi
· Lâ ... İlâ
· Lâ Yu’rafu Lehu Aslun
· Leyse Bi-Sika
· Mâ Alâ Şarti Muslim
· Merfû'an
· Mesânîd

Son Okunanlar
· Ahberanâ Münâveleten
· Âdâbu'ş-Şeyh
· Ahrecehû
· Lika
· Men'ferede Bihi'l-Buhârî
· Ahruf
· Mucîz
· Fukahâ-Yı Seb'a
· Ale'l-Ebvâb
· Lehû Evham




SAHIH BUHARI HADİSLERİNDE ARAMA YAP
Fasil Ravi Konu Hadis

Hadis » Sahih Buhari » Fasillar »


... ...

faslinda 13 sayfada 127 kayitli hadis var

« geri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13    ileri »

 
Fasil :
Konu : Borç havalesi;Zenginin borcunu ödememesi (Matlu`l Ganî)
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik :
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: [Zengin kişinin borcunu ödemeği uzatması bir zulümdür. Sizin biriniz (in matlubunun edâsı) bir zengine havâle edildiğinden (havâleyi kabûl ile ona) mürâcaat etsin!.] demiştir.
HadisNo : 1033

 
Fasil :
Konu : Ölünün borçlarını ödemek
Ravi : Seleme İbn-i Ekva`
Baslik :
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Biz (bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûrunda oturuyorduk. Bir cenâze getirildi. Cenâze sâhibleri (makam-ı Cibrîl`e koyup gelerek): - (Yâ Resûla`llah!) Cenâze (miz) üzerine namaz kıl (sanız!) diye haber verdiler. Resûlullah: - Müteveffânın üzerinde bir borç var mıdır? diye sordu. Onlar: - Hayır, diye cevab verdiler. Resûlullah: - Bir dünyâlık bıraktı mı? diye de sordu. Onlar: - Hayır, dediler. Bunun üzerine Resûlullah bu cenâze üzerine namaz kıldı. (Bir zaman) sonra başka bir cenâze getirilmişti. Bu def`a da cenâze sâhibleri: - (Yâ Resûla`llah!) Cenâze (miz) üzerine namaz kıl (sanız!) diye haber verdiler. Resûlullah: - Müteveffânın üzerinde borç var mı? diye soruldu. Cevâben: - Evet, (vardır) denildi. Resûlullah: - Bir dünyâlık terk etti mi? diye sordu. Onlar: - Üç dînâr bıraktı, dediler. Resûlullah bunun üzerine namaz kıldı. Sonra üçüncü bir cenâze de getirildi. (Musallaya koyup): - (Yâ Resûla`llah!) Cenâze (miz) üzerine namaz kıl (sanız!) diye haber verdiler. Resûlullah (bu def`a da): - (Müteveffâ) bir dünyâlık bıraktı mı? diye sordu. Onlar: - Hayır, diye cevab verdiler. Resûlullah: - Müteveffânın üzerinde borç var mı? diye sordu. Onlar: - (Evet) üç dînâr, dediler. Resûlullah: - (Haydı) sâhibinize (siz) namaz kılınız! buyurdu (da icâbet etmedi. Bunun üzerine müsâreatle) Ebû Katâde: - Yâ Resûla`llah! Cenâze üzerine namaz edâ buyur!. Onun borcu benim üzerime (vâcib) dir, di(ye tekeffül et) ti. Bunun üzerine Resûlullah bu cenâze üzerine de namaz kıldı.
HadisNo : 1034

 
Fasil :
Konu : Câhiliye ahitleri;Kureyş ile Ensâr arasında kardeşlik
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik :
Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: (Tâbiî Âsım İbn-i Ahvel tarafından) Enes İbn-i Mâlik`e: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: İslâm`da câhiliyet (devrini) ahdi yoktur, buyurduğu sana bâliğ oldu (, duydun) mu? diye soruldu. Enes İbn-i Mâlik: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Medîne`de) benim evimde Kureyş ile Ensâr arasında muâhât (yâni kardeşlik te`sîs) buyurdu, diye cevab verdi.
HadisNo : 1035

 
Fasil :
Konu :
Ravi : Câbir b. Abdullâh
Baslik :
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir kere): Bahreyn (den Cizye) malı gelmesi tahakkuk ederse, sana: (mübârek elini açarak üç def`a) şöyle şöyle (şöyle dünyâlık) veririm, buyurdu. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (cânib-i Hakk`a) alınıncaya kadar Bahreyn malı gelmedi. Bahreyn malı geldiği zaman Ebû Bekr (bir münâdîye) emredip: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in her kime bir va`di veyâhut bir borcu varsa bize gelsin! diye i`lân eyledi. Ben de Ebû Bekr`e gittim: - Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyur (up va`det) mişti, dedim. Ebû Bekr de (şöyle al deyip eliyle işâret ederek) benim için bir avuç (para) hapazla (yıp ver) di. Ve bunu say buyurdu. Saydım, bu nukud beş yüz (adet) idi. Bu def`a Ebû Bekr bana: - Bunun iki misli daha al! dedi.
HadisNo : 1036

 
Fasil :
Konu : Vekâlet
Ravi : Ukbe İbn-i Âmir
Baslik :
Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ukbe İbn-i Âmir`e Ashâb`ı arasında (vekâleten) taksîm etmek üzere birtakım (kurbanlık) koyun vermiş. (Ukbe bunları taksîm edip) bir yaşında bir keçi oğlağı geri kalmıştı. Ukbe bunu Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e arz etmiş. Resûl-i Ekrem de: - Onu da sen kes, (kurban et!) buyurmuştur.
HadisNo : 1037

 
Fasil :
Konu : Ölmek üzere bulunan hayvanın kesimi
Ravi : Kâ`b İbn-i Mâlik
Baslik :
Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: Kâ`b İbn-i Mâlik âilesinin Sel` (dâğın) da güdülür bir sürü davarı varmış. (Kâ`b diyor ki:) bunları güden câriyemiz bu davarımızdan bir koyunu ölüm hâlinde gördü. Hemen (sert) bir taşı kırarak (bıçak gibi keskin) taş parçasiyle koyunu kesti. (Bu muslihâne hareket duyulunca) Kâ`b âile halkına: - (Durunuz!) Bu vaziyeti Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`den soruncaya kadar, yâhud Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e soracak bir kimse gönderinceye kadar koyu (nun eti) nden yemeyiniz! dedi. Ve Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e koyunun sûret-i zebhinden ya (bizzat) Kâ`b kendisi yâhud birisini gönderip sordu. O da Kâ`b`a bu (nun eti) ni yemeyi emir buyurdu.
HadisNo : 1038

 
Fasil :
Konu : Borç ödemek
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik :
Hadis : Rivâyet olunduğuna göre (bir kere) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e (muayyen bir yaşta) matlubı (olan bir devesi) ni istemek üzere (bedevî ) birisi gelmişti. Ashâb-ı Nebî bu bedevîye (kavlen veya fi`len) haddini bildirmek istemişlerse de Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu adamı bırakınız (, dokunmayınız!) Her sâhib-i hakkın (edeb dâiresinde) hakk-ı talebi vardır, buyurmuş, sonra da: - Devesi yaşta bir deve veriniz! di (ye emr et) miş. Ashâb-ı Kirâm: - Yâ Resûla`llah! O yaşta deve bulamıyoruz, ancak onun devesinden daha değerli bir yaşta vardır, demişlerdir. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - Bunu veriniz!. Sizin en hayırlınız borç verimi en güzel olanınızdır, buyurmuştur.
HadisNo : 1039

 
Fasil :
Konu :
Ravi : Misver İbn-i Mahreme
Baslik :
Hadis : Şöyle rivâyet edilmiştir: (Huneyn seferinde) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e Hevâzin (kabîlesi) meb`usları müslüman olarak geldikleri ve Resûl-i Ekrem`den mallarının ve esirlerinin reddedilmesini istedikleri zaman Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bunlara: - Bana sözün en sevimlisi, en doğrusudur. Şimdi siz iki şıkkın birisini ihtiyâr ediniz: ya esîrinizi, ya malınızı. Ben siz(in vürûdunuz) e intizâr (en üserâ ve ganâimin taksîmine te`hîr) ettim, (gelmediniz!) buyurdu. Ve hakîkaten Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Tâif`ten (Ciirrâne`ye) avdet buyurduğunda on bu kadar gece Hevâzin hey`etinin vürûduna intizâr etmişti. Hevâzin hey`eti nazarında Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in kendilerine ancak iki şıktan birisini iâde buyuracağı tebeyyün edince bunlar Resûl-i Ekrem`e: - (Yâ Resûla`llah!) Biz, esirlerimizin iâde buyurulmasını ihtiyâr ediyoruz, dediler. Bunun üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (musallaya gitti) müslümanlar arasında kalktı, (bir hutbe îrâd edip) Allahu Teâlâ`yı lâyık olduğu sıfât-i kemâliye ile senâ etti. Sonra "Emmâ ba`dü" (fasl-ı hitâbiyle başlıyarak): - (Ashâbım!) Bu Hevâzin meb`usları kardeşleriniz kusurlarından rucû` ederek bize geldiler. Ben de (benim ve Abdülmuttalib oğullarının nasîbi olan) esirleri kendilerine iâde etmemi muvâfık buldum. Sizden her kim, esirlerini bu sûretle (meccânî vererek) kardeşlerinizin gönlünü hoş etmeği severse bunu yapsın!. Sizden her kim kendi hissesi üzerine (bağlı) kalmak, (ıvazsız vermemek) arzu ederse (bu bedeli) ona biz, Allahu Teâlâ`nın bize ihsân edeceği ilk ganîmet malından veririz. Bu kanâatle o da böyle yapsın!, buyurdu. Bunun üzerine halk (bir ağızdan): - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in hatırı için Hevâzin reislerine esirlerini vermekle mutayyeb oluruz, di (ye bağrış) tılar. Bu (gulgule) nin sonunda Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Şimdi biz, sizden esîrini vermeğe rızâsı olan kimseleri, rızâsı olmıyanlardan bile (rek ayırd ede) miyoruz. Haydi siz gidiniz de bize emr-i muvâfakitinizi iş bilir nukabânız arz etsin! buyurdu. Halk (yerlerine) çekildiler. Urefâ-yi kabâil, kabîleleri halkıyle görüştüler. Sonra Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e geri gelip her biri kavminin esirleri iâdeden memnûn olduklarını ve Resûl-i Ekrem`e izin verdiklerini bildirdiler.
HadisNo : 1040

 
Fasil :
Konu :
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik :
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem beni Ramazan zekâtını muhâfazaya tevkil buyurmuştu. (Bir gece) bana birisi geldi. Sadaka Hurmasından avuçlamağa başladı. Bunu yakaladım ve: seni elbette Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e götürürüm, dedim. O da: ben muhtâcım, üzerimde de bana son derece muhtâc âile (min nafakası) vardır, dedi. Ben de son derece muhtâc âile (min nafakası) vardır, dedi. Ben de onu salıverdim. Sabahleyin Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Ey Ebû Hüreyre! Dün gece esirin ne işledi? di (ye sor) du. Ben de: - Yâ Resûla`llah! İhtiyâcının şiddetinden, âilesinin kesretinden şikâyet etti. Ben de ona merhamet edip salıverdim, dedim. Resûl-i Ekrem: - Fakat o sana yalan söylemiştir, yakında yine gelir, buyurdu. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem yakında yine gelir, buyurduğu için bunun geleceğini biliyordum da ona intizâr etmiştim. (geldi,) ve hurmadan avuçlamağa başladı. Bunu yakaladım ve seni elbette Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e götürürüm! dedim. O: beni bırak! Ben muhtâcım, üzerimde büyük bir âile (yükü) vardır. Bir daha gelmem, dedi. Ben de merhamet edip salıverdim. Sabaha eriştiğimde Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem bana: Ey Ebû Hüreyre! Dün gece esîrin ne işledi? buyurdu. Ben de: Yâ Resûla`llah! Şiddetli ihtiyâcından ve âilesinin kesretinden şikâyet etti. Ben de salıverdim, dedim. Resûl-i Ekrem: Fakat o, sana yalan söylemiştir, yakında yine gelir, buyurdu. Üçüncü (def`a) da onu murâkebe ettim. (Geldi) ve hurmadan avuçlamağa başladı. Bunu yine yakaladım ve: (Bu def`a) seni muhakkak Resûlulah salla`llahu aleyhi ve sellem`e götürürüm. Artık bu, üç def`anın sonudur. Sen, bir daha gelmem dersin, sonra yine gelirsin! dedim. O: Beni bırak! Sana ben birtakım kelimeler öğreteyim ki, bu kelimeler sebebiyle Allah sana hayr-ü bereket ihsân eder, dedi. Ben: Bu kelimeler nasıl şeydir? di (ye sor) dum. O da: yatağına (uyumağa) girdiğinde Âyetü`l-Kürsî`yi, âyetini bitirinceye kadar oku! Sabaha kadar üzerinde Allah tarafından (me`mûr) bir muhâfız (bulunur), hiç ayrılmaz; sana şeytan da yaklaşamaz, dedi. Ben de onu salıverdim. Sabahleyin Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bana: - Dün gece esirin ne yaptı? dedi. Ben de: - Yâ Resûla`llah! Bu esir bana: birtakım kelimeler öğreteceğini, bunların hürmetine Allah bana hayır ve menfaat ihsân edeceğini va`d etti. Ben de salıverdim, dedim. Resûlullah: - Bu kelimeler nasıl şeydir? buyurdu. Ben de: - Yatağına girdiğinde Âyetü`l-Kürsî`yi bitirinceye kadar oku. Yine bana o: üzerinde sabaha kadar Allah`dan (me`mûr) bir muhâfız bulunur, asla ayrılmaz; sana şeytan da yaklaşamaz, dedi, diye cevap verdim. -Ashâb-ı Nebî (aleyhi`s-selâm) da hayır (öğrenmek) e pek hâhiş-kerdiler-. Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu (esir) çok yalancı olduğu halde (nasılsa) sana doğru söylemiş. Ey Ebû Hüreyre! Üç gecedir seninle görüşen kimdir, bilir misin? buyurdu. Ben de: hayır, demekle Resûlullah: - İşte o (insan sûretinde) bir şeytandır, buyurdu.
HadisNo : 1041

 
Fasil :
Konu : Fâiz
Ravi : Ebû Saîd-i Hudrî
Baslik :
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (Bir kere) Bilâl radiya`llahu anh Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e bernî bir hurma ile gelmişti. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Bilâl`e: - Bu nereden? di (ye sor) du. Bilâl: - Yanımda engin nev`inden hurma vardı. Ondan iki sâ`ı, (bunun) bir sâ`iyle değiştim. (Bu nefis hurmayı) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in severek yemesini arzu ettim, dedi. Bunun üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Ah, ah! (Bu) ribânın kendisidir, (bu) ribânın kendisidir (sakın) böyle yapma!.. Fakat iyi hurma almak istediğinde (âdî) hurmayı ayrıca sat, sonra onun (bedeli) ile bu (iyisi) ni al! buyurdu.
HadisNo : 1042

« geri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13    ileri »




Tüm Konular     A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü W V Y Z




· Meclis · Ef'âlu'r-Resûl · Sahîfe · Sâmi · Mürsel · Aşera -yi Mübeşşere · Telfîku'r-Rivâyâ · Mu’allak · Yervi'l-Menâkîr · Garîbul-Metn · Sahîh Muttefak Aleyh · Garîbu'l-İsnâd · Lâ Yu'teberu Bihi · Elfâzu'l-Edâ · Sahibu'l-Bid'a · Şartu'ş-Şeyhayn · Garîbu'l-Hadîs · Sunâ'iyyât · Belağahû · Sahihi Müslim · Vâdi · Lehû Belâya · Ashâb · Lafzı Tevatür · Garibeyn · Teğayyur · Nuhinâ An Keza · Gayru Sika Ve La Me’mûn · Misle Hadisin Kablehu Metnuhû Kezâ Ve Kezâ · İttefekâ Aleyhi'ş-Şeyhân · Mâ Akrabe Hadîsehu · Sahîhu'l-İsnâd · Menşe'u's-Sened · Ashâbu'l-Ulûf · Sevk · Mestûr · Evvelu's-Sened · İntikad · Beyân · Ecâzenî · Mufîd · Adûl · Mudebbec · Yu'teberu Bi-Hadîsihî · Eceztu Leke (Li-Fulân) Me'şte-Melet Aleyhi Fihristî Hâzihî · Ahberanâ · Tebliğ · Kizbu'r-Râvî · Aziz-i Meşhur · Kunâ Mufrede
· Akıl · Mubtedi · Tarahû Hadîsehû · Nuhinâ An Keza · Ekâbir Ve Esâğir · Esahhu'l-Kutub · Sahîh-Garib-Hasen · Garâbet · Esahhu Şey'in Fi'l-Bâb · Fî Hadîsihî Da'fun · Mahrec · Ye'ti Bi'l-Acâ'ib · Rîvâyetu'd-Darîr · Refe'ahû · Ruvîye An Fulân · Rakş · Î'tidâd · Şurûtu'l-Mutevâtir · Azîz · Zarurî İlim · Eceztu Li-Men Edreke Zemânî · Enbe'enâ · Ziyâdâtu's-Sikât · Rivayet Bi'l-Ma'na · Şâhid · Şartu Müslim · Sahih-Garib · Subâ'iyyât · Belağanâ · Mudebbec · Me’mûn · Sünen İbni Mace · Remiz · Sirkatu'l-Hadîs · Tâlîb · Sohbet · Tabakâtu'r-Ruvât · Vehn · Sumâniyyât · Mutâba

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13


Google
 
Web ihya.org
CepAlem Gazeteler E-Kart E-Kitap Saglik Şiirler Sözlük
Kuran Meali Hadis Namaz Vakitleri Ingilizce Samil Fıkıh Fetva Rüya Tabiri
Kamus Hikayeler Forum Dini Terimler Haberler Oyun Resimler Ilahiler
Terimler isimler Sosyal Kavram Hadis Sözlügü imsakiye
Üniversite taban puanları ilmihal Rehber