Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ebû Hüreyre

Ebû Hüreyre - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Ravi :
Baslik :
HAZRET-İ PEYGAMBER YATARKEN ETTİĞİ DU`ÂLAR HAKKINDA HUZEYFE, BERÂ`, İBN-İ ABBÂS, EBÛ HÜREYRE RADİYA`LLÂHU ANHÜM RİVÂYETLERİ
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Sakın sizin biriniz: Allah`ım! Dilersen beni mağfiret eyle; Allah`ım! Dilersen bana merhamet eyle, diye du`â etmesin! Azim ve kat`iyyetle, kesin olarak (Yâ Rab! Beni afvet, bana merhamet et, diye) du`â etsin! Çünkü Allah`ı icbâr eden (hiç bir kuvvet) yoktur.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
DU`ÂNIN KABÛLÜ HUSÛSUNDA ACELE EDİLMEMESİ
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Sizden her birinizin du`âsı isti`câl edilmedikçe kabûl olunur: İnsan (acele eder de) "Du`â ettim de kabûl olunmadı" der.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
HAZRET-İ PEYGAMBER CEHD-İ BELÂDAN, DERK-İ ŞAKÂDAN, SÛ-İ KAZÂDAN, ŞEMÂTET-İ A`DÂDAN ALLÂH`A SIĞINIRDI
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem cehd-i belâ`dan, derk-i şeka`dan, sû-i kazâ`dan, şemâtet-i a`dâ`dan Allaha sığınırdı. Bu hadîsin râvîlerinden birisi olan Süfyân (İbn-i Üyeyne) der ki: Ebû Hüreyre`in bu hadîsi üç şey idi. Birisini ben (bir zan ile) ziyâde ettim. Bilmiyorum ki, ziyâde ettiğim bir, bu dörtten hangisidir.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
HAZRET-İ PEYGAMBER CEHD-İ BELÂDAN, DERK-İ ŞAKÂDAN, SÛ-İ KAZÂDAN, ŞEMÂTET-İ A`DÂDAN ALLÂH`A SIĞINIRDI
Hadis :
Rivâyete göre, Ebû Hüreyre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Allah`ım! Her hangi bir mü`mine ağır bir söz söylemiş olursam sen o sözümü Kıyâmet gününde o mü`min için sana yakınlığa vesîle kıl!" buyurduğunu işitmiştir.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
LÂ İLÂHE İLLA`LLÂH VAHDEHÛ LÂ ŞERİKE LEH, LEHÜ`L-MÜLKÜ VE LEHÜ`L-HAMD VE HÜVE ALÂ KÜLLİ ŞEY`İN KADÎR) DU`ÂSININ FAZÎLETİ HAKKINDA EBÛ HÜREYRE, EBÛ EYYÛB, İBN-İ MES`ÛD RADİYA`LLÂHU ANHÜM RİVÂYETLERİ
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Her kim günde yüz kere "Lâ ilâhe illa`llah, vahdehü lâ şerîke leh, lehü`l-mülkü ve lehü`l-hamdü ve hüve `alâ külli şey`in kadîr = Allah`dan başka ilâh yoktur, yalnız O vardır, O`nun eşi ve ortağı yoktur, mülk O`nundur, Hamd O`nundur, O, her şeye kadirdir" derse, bu du`â o kimse için on köle âzadlamak sevâbına muâdil olur ve ona yüz hasene yazılır, yüz musîbet de ondan mahvolunur. O gün içinde akşama erişinceye kadar şeytan şerrinden eminlik olur. Ve o kimsenin bu du`âyı okumasından daha fazîletli hiç bir kimse evrâd ve ezkâr getiremez. Meğer ki bu du`âyı ondan daha çok okumuş ola!
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
GÜNDE YÜZ KERE (SÜBHÂNA`LLÂH VE Bİ-HAMDİH) DU`ÂSINI OKUMANIN FÂZÎLETİ
Hadis :
Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem`in: [Her kim günde yüz kere "Sübhâna`llah ve bi-hamdih = Allah`ı tesbîh ve Allah`a hamd ederim" derse, o kimsenin (Allah hakkı olan) günâhları -deniz köpüğü kadar çok olsa bile- mahv ü mağfiret olunur] buyurduğu rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
ALLÂH`I ZİKR HUSÛSUNDA EBÛ HÜREYRE`NİN MUFASSAL BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Allah`ın bir sınıf melekleri vardır ki, bunlar yolları, sokakları dolaşırlar, ehl-i zikri ararlar, onlar Azîz ve Celîl olan Allah`ı zikreden bir cemâat bulunca biribirlerine: Aradığınıza geliniz, diye seslenirler. Bunun üzerine melekler ehl-i zikri dünyâ semâsına kadar kanadlariyel tavâf ederler. Cenâb-ı Hak onları pek iyi bildiği halde meleklere: - Kullarım ne söylüyorlar? Diye sorar. Onlar da: - (Sübhâna`llah diyerek) Sen`i tesbîh ediyorlar, (Allahü Ekber diye) Sen`i tekbîr ediyorlar, (El-Hamdü li`llah diyerek) Sana hamd ü senâ ediyorlar, sûretinde cevab verirler. Sonra Cenâb-ı Hak: - Bu kularım Ben`i görürler mi ki? Diye sorar. - Hayır, Va`llahi Sen`i göremezler, derler. - O kullarım ya beni görseler nasıl olurlar? Buyurur. - Onlar Sen`i görseler Sana ibâdet ve ubûdiyetleri daha şiddetli, temcîd ve tahmîdleri daha çetin, tesbîhleri daha çok olur, derler. Cenâb-ı Hak: - Ben`den ne diliyorlar? Diye sorar. - Cennet istiyorlar, diye cevab verirler. Cenâb-ı Hak: - Onlar Cennet`i görmüşler mi? - Hayır, Va`llahi onlar Cennet`i görmemişlerdir. - Ya onlar Cennet`i görselerdi? - Eğer görselerdi, Cennet`e karşı hevesleri daha çok, talebleri daha şiddetli, rağbetleri daha büyük olurdu. Cenâb-ı Hak: - O kullarım neden istiâze ederler? Melekler: - Cehennem`den! - Cehennem`i gördüler mi? - Hayır Ya Rabbî! Va`llahi görmediler. - Ya görselerdi nasıl olurlardı? - Ondan daha çok kaçınırlardı, korkuları daha çok olurdu. Bunun üzerine Cenab-ı Hak meleklere: - Ey melekler! Sizi şâhid kılarım ki, ben bu zikreden kullarımı mağfiret ettim, buyurur. Meleklerden birisi: - O zikredenlerin arasında filân kişi vardı ki, o, zikredenlerden değildir; bir hâcet için oraya gelmiş oturmuştu, der. Cenâb-ı Hak: - O mecliste oturanlar öyle sâhib-i kemâl kimselerdir ki, onlarla birlik oturanlar şakî olamaz, cevâbını verir.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
BU HUSUSTA EBÛ HÜREYRE`NİN BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Sizin ihç biriniz sakın ölüm temennî etmesin!. Eğer o, sâlih bir kimse ise (hayatta oldukça) salâh ve fazîletini arttırması umulur. Eğer fenâ bir kimse ise, onun da tevbekâr olup Allahu Teâlâ`nın rızâsını kazanması umulur.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`E İTÂATİN VÜCÛBU;İSYÂNIN UKÛBETİ
Hadis :
Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem: - Ümmetimin hepsi Cennet`e girecektir. Ancak imtinâ` edenler girmiyeceklerdir, buyurmuştur. Ashâb-ı Kirâm: - Yâ Resûla`llah, kimler imtinâ` edecekler? Diye sordular. Resûl-i Ekrem de: - Her kim bana itâ`at ederse Cennet`e girecektir. Her kim de bana `âsî olursa, o da (da`vetimi kabûlden ve emirlerime itâ`atten) imtinâ` etmiş olur (ve Cennet`e giremez) buyurdu.
Sıra :
 
Konu :
Ravi :
Baslik :
İSLÂM`DA FARS VE RUM TAKLİDCİLİĞİ
Hadis :
Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem: "Kıyâmet kopmaz, tâ ki ümmetim, kendisinden evvelki ümmetlerin yolunu karış karış, arşın arşın tâkip etmedikçe" buyurmuştu. (Ashab tarafından): Yâ Resûla`llah! (Yollarından gidilen) Fars ve Rum gibi milletler midir? Diye soruldu. Resûl-i Ekrem de: Onlardan başka nâsdan kim var yâ? Diye cevap verdi.
Sıra :