Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ümmü`l-mü`minîn Âişe

Ümmü`l-mü`minîn Âişe - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Konu :
Baslik :
İ`TİKÂFIN MESCİDE HAS OLDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem mescidde (i`tikâfta) iken başını hücreme sokar (ve eğer) di; ben de saçını (hâiz olduğum halde) tarardım. Bu muhakkaktır. Yine Resûlullah i`tikâfta iken odama girmezdi. Yalnız (abdest bozmak gibi beşerî) bir ihtiyac üzerine girerdi.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
KADINLARIN MESCİDDE İ`TİKÂFLARININ ADEM-İ CEVÂZINA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ, VE İ`TİKÂFIN MEBDEİ VE MÜNTEHÂSI
Hadis :
Rivâyet edildiğine göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir sene) Ramazan`ın aşr-ı ahîrinde i`tikâf etmek istedi. Mescidde itikâf etmek istediği mahalle vardığında (üç) çadır kurulmuş olduğunu gördü. (Bunlar:) Âişe çadırı, Hafsa çadırı, Zeyneb çadırı idi. Resûlullah: (- Bu çadırlar da nedir? diye sorup Ezvâc-i Tâhirât`a âid olduklarını öğrenince:) - Bu yaptıklarını birr ü tekvâ maı zannederler? buyurup sonra geri döndü. Ve i`tikâf buyurmadı. Tâ Şavvâl`in aşr (-i evvel) inde i`tikâf eyledi.
Sıra :
 
Baslik :
SA`D İBN-İ EBÎ VAKKÂS İLE ABD İBN-İ ZEM`A ARASINDA İSTİLHAK VE TA`YÎN-İ NESEB DA`VÂSI. VE TARAFEYNİN SÛRET-İ TEŞEKKÜLÜ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Utbe İbn-i Ebî Vakkas, kardeşi Sa`d İbn-i Ebî Vakkas`a vasiyet etmiş (şöyle söylemiş): - Zem`an`ın câriyesinin oğlu (Abdurrahmân,) ben (im sulbüm) dendir. Bu çocuğu almalısın!. Hazret-i Âişe diyor ki: - Mekke`nin fethi senesi (Mekke`ye varıldığında) Sa`d İbn-i Ebî Vakkas, çocuğu (, Abdurrahmân`ı) yakaladı. Ve: - Bu, kardeşim Utben`in oğludur. Bunun nesebinin kendisine istilhâkı için bana vasıyet etmiştir, dedi. Bunun üzerine Abd İbn-i Zem`a ayaklanıp: - Bu, benim kardeşimdir; bababın câriyesinin oğludur; babamın firâşı üstünde doğmuştur, dedi. Her iki taraf bu nizâ` ve husûmetlerini Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e arz ettiler. Sa`d İbn-i Ebî Vakkas: - Yâ Resûla`llah! Bu çocuk, kardeşim Utbe`nin oğludur. Nesebinin kendisine istilhâkına dâir bana vasıyeti vardır, dedi. Abd İbn-i Zem`a da: - Bu, benim kardeşimdir; ve babamın câriyesi doğurmuştur; babamın firâşi üstünde doğmuştur, dedi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Yâ Abd İbn-i Zem`a! Bu (Abdurrahmân) senin (kardeşin) dir, buyurdu. Sonra da Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Çocuk, (sâhib-i) firâşindir. Zânîye de mahrûmiyet düşer, buyurdu. Sonra Resûl-i Ekrem vesîle-i husûmet olan bu çocuğun sîmâca Utbe`ye benzediğini görerek, zevci Sevde Bint-i Zem`a`ya: - Ey Sevde! Bundan sonra sen de Abdurrahmân`a gözükme (, ondan kaç!) buyurdu. Bundan sonra Abdurrahmân, Sevde (vefât edip de) Allahü Azze ve Alâ`nın rahmetine kavuşuncaya kadar, Ümmü`l-Mü`minîn`in yüzünü görmedi.
Sıra :
 
Baslik :
HİLL-Ü HURMETTE ŞÜBHE, VESVESE DERECESİNİ BULMAMASI HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Bâzı kimseler: - Yâ Resûla`llah! Bâzı Bâdiyeler bize (kesilmiş) et getiriyorlar. Bilmeyiz ki, bunlar kesilirken hayvan üzerine İsmu`llah zikrettiler mi, etmediler mi? dediler. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu et üzerine Bismi`llâh deyiniz, sonra yeyiniz! diye cevab verdi.
Sıra :
 
Baslik :
TASVÎR HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Sıddîka-i müşârün-ileyhâ (bir kere) ufak bir yastık, bir şilte almıştı. Üstünde (hayvan) resimleri vardı. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bunu görünce kapının önünde tevakkuf buyurdu da içeri girmedi. Âişe radiya`llahu anhâ (bu sırada) Resûlullah`ın yüzünde şiddet (âsârı) sezdim de: - Yâ Resûla`llah! Allah`a ve Allah`ın Resûlüne tevbe ederim. (Fakat bilmem ki) ne kusûr ettim, dedim. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Şu yastığın (burada) işi nedir? buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! (Kâh) üzerine oturasın, (kâh) yaslanasın diye senin için iştirâ ettim, diye cevab verdim. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu sûretlerin sâhibleri kıyâmet gününde muhakkak azâb olunurlar. Ve bu kimselere (tahakküm ve ta`ciz yollu): tasvîr ettiğiniz bu hayvanları (haydi) diriltiniz (bakalım?) denilir, dedi. Yine Resûlullah: Şol bir ev ki, içinde sûretler vardır, artık o eve Melekler girmez, buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
KÂ`BE`Yİ TAHRÎB EDEN HABEŞÎLERİN HASFİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Sıddîka-i müşârün-ileyhâ demiştir ki: (Bir kere) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - (Âhir zamanda) bir gürûh Kâ`be`yi (tahrîb) kasd edecektir. Bunlar Beydâ mevkiine geldiklerinde başbuğlarından son neferlerine kadar (ortaları da müstesnâ olmıyarak) yere batırılırlar. (Yalnız muhâlefet edip ayrılanlar kurtulup haber verirler) buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! Bunlar başlarından sonlarına kadar nasıl batırılırlar; halbuki bunların arasında (bey`-u şirâ ile geçinen) çarşı halkı vardır ki, bunlardan ma`dud değildirler, dedim. Resûl-i Ekrem: - (Evet) bunlar başlarından sonlarına kadar batırılırlar. Sonra bu batanlar (kıyâmet gününde) niyetlerine göre ba`s (Haşr-ü Neşr) olunurlar, buyurdu.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
ZEVCENİN ZEVCİN MALINDA ÖRF-Ü ÂDET MİKDÂRI TASARRUFU HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Muâviye`nin vâlidesi Hind radiya`llahu anhâ Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e: - (Zevcim) Ebû Süfyân bahîl, harîs bir kimsedir. Bunun malından gizlice almak (ve âileye sarfetmek) de bir günah var mıdır? diye sordu. Resûlullah: - Örfe göre kendine ve çocuklarına yetişen mikdar al! buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Âişe Hazretleri: - Yâ Resûl`allah! Benim iki komşum var. (Hediyye vermek istediğimde) hediyemi bunlardan hangisine (takdîmen) vereyim? diye sordum. Resûllullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Kapısı sana en yakın olan komşuma ver! buyurdu, demiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Her kim, kimseye âid olmayan (harab) bir arzı i`mâr ederse, o kimse (o yere) elyaktır" buyurduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in: Allah indinde ricalden en ziyâde menfûr olanı, husûmette gaddar bulunandır, buyurulduğu rivâyet edilmiştir.
Sıra :