Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ümmü`l-mü`minîn Âişe

Ümmü`l-mü`minîn Âişe - Sahih Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
SADAKA VERMEK
Hadis :
Şöyle rivâyet edilmiştir: (Bir kere) Nebî aleyhi`s-selâm`ın bâzı kadınları: - Hangimiz (evvel ölüp de) en çabuk sana kavuşacaktır? diye Resûl-i Ekrem`e sormuşlardı. O da cevâben: - Eli uzun olanınız, buyurmuştu. Bu def`a Peygamber`in kadınları bir kamıp endâze alıp kollarını ölçmeğe başladılar. İçlerinden en uzun kollu kadın Sevde (Bint-i Zem`a) idi. Fakat Resûlullâh`ın vefâtından sonra öğrendik ki, kolu uzun alan kadın, sadakası bol, (eli açık) kadın demek imiş. Ve hakîkaten içimizde Sevde, aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`a ilk iltihak eden kadın oldu. Ve Sevde sadaka vermeği çok severdi.
Sıra :
 
Baslik :
ZEVCİN MALINDAN KADININ TASDDUKU
Hadis :
Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir: Ev kadını, evinin taâmından isrâf etmiyerek (örf ü âdete göre âilesine, müsâfirlerine) infâk ve ikrâm ettiğnde, bu infâk ile me`cûr ve müsâb olur. Bu malı kazandığı cihetle de zevci, muhâfaza ettiği için hizmetçisi bir o kadar sevab kazanır. Bunlardan bâzısının ecr-ü sevâbı, öbirlerinin sevâbından hiç bir şey eksiltmez.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
HAZRET-İ ÂİŞE`NİN, EFDAL-İ CİHÂD HACC-I MEBRÛRDUR, HADÎSİ
Hadis :
Sıddîka-i müşârün-ileyhâ demiştir ki: Bir kere ben: - Yâ Resûla`llâh biz cihâdı, ibâdetlerin efdali biliyoruz. Biz, cihâda iştirâk edemez miyiz? diye sordum. Resûlullâh: - Hayır, siz cihâd edemezsiniz. Siz kadınlar için efdal-i cihâd, her halde hacc-ı mebrûr olur, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
BU HUSÛSTA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN DE BİR HADÎSİ
Hadis :
[Ben Resûlullâh`ı ihrâma girmek istediğinde ihrâm için, (bir de) ihrâmı çıkardığı (nda mehâzîr-i ihramdan tecerrüd) için kokuladım] dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
İFRÂD, KIRÂN VE TEMETTÜ` HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN MUFASSAL İKİ RİVÂYETİ
Hadis :
Hac hakkında rivâyet edilen bir hadîsi (yakında) geçmişti. Bu rivâyette Hazret-i Âişe demiştir ki: Biz, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber hac aylarında, hac gecelerinde, hac zamanlarında (Medîne`den) çıktık ve (Mekke`nin hudûdu olan) "Serif" mevkiine indik. Resûl aleyhi`s-selâm (çadırından) Ashâb`ına karşı çıktı: - Sizden her kimin berâberinde hedyi (kurbanı) yoksa ve haccını ömreye tahvîl etmek isterse, o, (müfriddir, haccını feshedip) ömre yapsın!. Bir kimsenin de berâberinde hedyi varsa o da haccını ömreye tahvîl etmesin! buyurdu. Hazret-i Âişe demiştir ki: - Bu ta`lîm-i Nebevî üzerine Ashab`tan ömreyi iltizâm edenler de oldu, terk edenler de bulundu. Yine Âişe-i Sıddîka demiştir ki: - Fakat Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile Ashâb`ından bir kısmı, bunlar zî-kudret kimselerdi, hediyleri de kendi yanlarında idi. Bunlar, (karin olduklarından haccı feshe), ömreyi iltizâma muktedir değillerdi. (Bundan sonra Hazret-i) Âişe, hadîsin geri kalan kısmını da zikr etti.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
İFRÂD, KIRÂN VE TEMETTÜ` HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN MUFASSAL İKİ RİVÂYETİ
Hadis :
Hazret-i Âişe şöyle demiştir: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem ile biz, (eşhür-i hurumda hac seferine) çıktık. (Bu aylarda ömre değil), yalnız hac edilir zannolunurdu. (Mekke`ye) varıp (ömre için) Beyt-i Şerîf tavâf (ve sa`y) edildikte Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: - Hediy sevk etmiyenlerin ihramlarından çıkmalarını emreyledi. Hediy sevk etmiyenler ihramlarından çıktılar. Resûlullâh`ın kadınları da hediy sevk etmemişlerdi. Onlar da ihramlarından çıkmışlardı. [Âişe radiya`llâhu anhâ diyor ki: - Yalnız ben Serif`te hayiz olmuştum, Beyt`i tavâf edememiştim. Teşrık geceleri "Muhassıb" da ben: - Yâ Resûla`llâh! Herkes bir hac, bir ömre ile (Medîne`ye) dönüyor da ben bir hac ile dönüyorum, diye şikâyet ettim. Resûlullâh: - Mekke`ye geldiğimiz gecelerde sen tavâf etmedin mi? diye sordu. Ben: - Hayır, diye cevab verdim. Resûl-i Ekrem: - Öyle ise kardeşinle "Ten`îm"e git, orada ömre ihrâmına gir. Sonra tavâf ve sa`y edip buraya geliniz, buyurdu]. (Ümmü`l-Mü`minîn) Safiyye radiya`llâhu anhâ demiştir ki: Ben de âdetimi görmüştüm. Halkı yolumdan alakoyacağımı zannediyordum. Resûl-i Ekrem: - Ey şeâmeti halkın hareketini durduran kadın!. Sen yevm-i nahirde tavâf (-ı ifâzayı) etmedin mi? buyurdu. Safiyye diyor ki, ben de: - Hayır, yapmadım, diye cevap verdim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - Beis yoktur, (tavâf-ı vedâ hâizden sâkıttır,) haydi yollanınız, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Baslik :
YİNE HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İHRAMLANMA HAKKINDA MÜHİM BİR RİVÂYETİ
Hadis :
Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Haccetü`l-Vedâ` senesi biz, Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem ile berâber hacca çıktık. Bizden kimimiz ömre niyetiyle ihramlandı. Kimimiz hacca ve ömreye niyet ederek ihramlandı. Kimimiz de hac niyetiyle ihrâma girdi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem de hacca niyet ederek ihramlanmıştı. Fakat yalnız hac için ihrâma giren, yâhud hac ile ömreyi niyette cem` eden hacılar kurban bayramının ilk gününe kadar ihramdan çıkamazlar.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
KÂ`BE`Yİ KUREYŞ`İN SÛRET-İ İNŞÂSI VE HİCR-İ İSMÂİL. RESÛL-İ EKREM`İN KÂ`BE`Yİ ESÂS-I İBRÂHÎM`E İRCÂ` ETMEK ARZUSUNDA BULUNDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İKİ MÜHİM RİVÂYETİ
Hadis :
Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`e Hıcr-ı İsmâil`in cidârından sordum: - Yâ Resûla`llâh! Bu duvar Beyt`ten midir? dedim. Resûlullâh cevâben: - Evet, (cidar, Beyt`tendir) buyurdu. Ben yine sordum: - Kureyş`in bu Hıcr`ı Kâ`be`ye idhal ve ilhâka büdceleri kifâyet etmedi, (Beyt`i daralttılar) diye cevab verdi. Ben: - Kâ`be`nin kapısı niçin bu derece yüksektir? diye sordum. Resûl-i Ekrem: - Senin kavmin dilediklerini Beyt`e koymak, dilediklerini de koymamak için, cevâbında bulundu. Sonra Resûl-i Ekrem: Yâ Âişe! Eğer kavmin Kureyş, câhiliyet devrine yakın olmasaydı ben, cidârı (Hıcr`ı) Beyt`e ilhâk etmek, Beyt`in kapısını da zemin (seviyesi) ne indirmek isterdim. Fakat böyle yapıldığında kaviminin kalbinin kırılmasından endîşe ederim, buyurdu.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
KÂ`BE`Yİ KUREYŞ`İN SÛRET-İ İNŞÂSI VE HİCR-İ İSMÂİL. RESÛL-İ EKREM`İN KÂ`BE`Yİ ESÂS-I İBRÂHÎM`E İRCÂ` ETMEK ARZUSUNDA BULUNDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İKİ MÜHİM RİVÂYETİ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Hazret-i Âişe`ye cevâben) buyurmuştur ki: kavmin, câhiliyet devrine yakın olmasaydı Beyt`i emreder yıktırırdım. Kâ`be`ye, kendisinden hâric bırakılan Hıcr`ı ilhak ederdim. Beyt`i zemin seviyesine indirirdim. Bâb-ı şarkî ve Bâb-ı garbî olmak üzere iki kapı yapardım. Ve böylece İbrâhim`in (inşâ ettiğ Beyt`in) vaz`-ı aslîsine bâliğ ve vâsıl olurdum.
Sıra :
 
Fasil :
Konu :
Baslik :
RAMAZAN ORUCU FARZ KILINMAZDAN EVVEL MÜSLÜMANLARIN ÂŞÛRÂ GÜNÜ ORUÇ TUTTUKLARI VE KÂ`BE`YE KİSVE GEÇİRDİKLERİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN BİR HADÎSİ
Hadis :
Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Müslümanlar Ramazan farz kılınmazdan evvel Âşûrâ (Muharrem`in onuncu) günü oruç tutarlardı. Ve o günü Kâ`be`ye (yeni) örtü örterlerdi. Cenâb-ı Hak Ramazan orucunu farz kılınca Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem: "Âşûrâ orucunu tutmak istiyen onu yine tutsun, tutmak istemiyen de tutmasın" buyurdu.
Sıra :