Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

KÜTÜBÜ SİTTE HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

Ebû Saîd-i Hudrî

Ebû Saîd-i Hudrî - Buhari kitabındaki rivayet ettiği hadisi şerifler listesi

Baslik :
RESÛLULLÂH (S.A. VE S.), ASHÂBINA, YAPABİLECEKLERİ AMELLERİ EMREDERDİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Çok sürmez (öyle fenâlıklar tahaddüs edecek ki) bir Müslümanın en hayırlı malı -kendi dînini fitnelerden selâmete çıkarmak için- dağ başlarında gezdirip (birikmiş) yağmur suyu başlarında güttüğü davarlar (dan ibâret) olacaktır.
Sıra :
19
 
Konu :
Baslik :
MÜ`MİNİN EBEDİYYEN CEHENNEM`DE KALMIYACAĞINA DÂİR EBÛ SAÎD HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Ehl-i Cennet Cennet`e, ehl-i Dûzah Dûzah`a girdikten sonra Allâhu Teâlâ Azze ve Celle: "Kimin kalbinde bir hardal tânesi ağırlığınca îmân varsa (ateşden) çıkarınız." diye ferman buyuracaktır. Bunun üzerine (bu gibiler) simsiyah kesilmiş oldukları halde çıkarılıp Nehr-i hayât (yâhud Nehr-i hayâ, yâhud da Nehr-i hayâ`) içine atılacaklar ve (orada) sel uğrağında kalan yabânî reyhan tohumları nasıl (sür`atle) biterse öylece biteceklerdir. Görmezmisin, bunlar (ne güzel) sapsarı olarak (ve iki tarafına) salınarak sürer?
Sıra :
21
 
Konu :
Baslik :
PEYGAMBER (S.A. VE S.) İN "...HAYÂ ÎMANDANDIR." HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Uyuduğum esnâda gördüm ki halk bana arzolunuyordu. Üstlerinde gömlekler vardı. Bu gömleklerin kimi memelere varıyor, kimi daha kısa idi. Ömer b. el-Hattâb da bana arzolundu. Üstünde (eteklerini yerde) sürüdüğü bir gömlek vardı. "Yâ Resûlâ`llâh, bunu ne ile te`vîl (yâni ta`bîr) ettin?" diye sordular. "Dîn ile." cevâbını verdi.
Sıra :
22
 
Baslik :
MÜSLÜMAN OLMANIN, KÜFÜR HÂLİNDE İŞLENEN GÜNAHLARI GİDERECEĞİNE DÂİR EBÛ SAÎD HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyurdu ki: Bir kul Müslüman olursa, İslâm`ı sağlama olursa Allâhu Teâlâ (Hazretleri) evvelce kendisinden sâdır olmuş her seyyiesini tekfîr eder (yâni örter). Ondan sonra sıra kısâsa (yâni mükâfât ve mücâzâta) gelir: Bir hasene ondan yedi yüz kat büyük hasene ile, bir seyyie ise (yalnız kendi) misli (derecesinde mücâzât) ile karşılanır. Meğer ki o seyyieyi Allah affede.
Sıra :
39
 
Baslik :
PEYGAMBER (S.A. VE S.)İN KADINLARA VA`Z ETMEK İÇİN BİR GÜN TAHSÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: (Bir def`a) kadınlar "Yâ Resûlâ`llâh, (sözlerini dinlemek için) erkeklerden bize meydan kalmıyor. Kendiliğinden bize bir gün tahsîs et." dediler. (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) onlara (mîâd olarak) bir gün ta`yîn etti. Kadınlar yevm-i muayyende Huzûr-ı Risâlet-Penâhî`ye geldiler. O da kendilerine va`z etti, (bâzı şeyler) emretti. Buyurduğu sözler meyânında: "İçinizden hiçbir kadın yoktur ki evlâdından üç tânesini (âhirete kendinden) evvel yollasın da, Cehennem`e karşı onun için bir siper peydâ olmasın." sözü vardı. İçlerinden biri: "İki tânesi de (öyle değil mi?)" dedi. (Cevâben): "İki tânesi de öyledir." buyurdu. Ebû Hüreyre radiya`llâhu anh`den vârid olan diğer rivâyetde (mukayyed olarak) "Sinn-i bülûğa varmamış üç evlâd." denilmiştir.
Sıra :
87
 
Baslik :
İNZÂL VÂKI` OLMADAN YALNIZ CİMÂNIN, GUSLÜ GEREKTİRMEDİĞİNE DÂİR ZEYD HADÎSİ, BU BÂBDA ULEMÂNIN İCMÂI
Hadis :
Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Ensârdan bir zâtı istedi. (O zât) başı damlayan damlaya geldi. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: "Gâlibâ seni aceleye getirdik." buyurdu. "Evet." dedi. Bunun üzerine Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki şâyed işin aceleye gelir, yâhud (menî) kahtına uğrarsan sana (yalnız namaz) abdest(i) lâzım olur.
Sıra :
139
 
Konu :
Baslik :
KADININ DÎNEN VE AKLEN ERKEKLERDEN DÛN OLDUĞUNA DÂİR EBÛ SAÎD HADÎSİ
Hadis :
Şöyle demiştir: Bir Kurban, ya Ramazan bayramında Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, yanımıza namezgâha çıktı. Kadınların yanından geçti. Ve (onlara): "Kadınlar, sadaka veriniz. Zîrâ bana Cehennem halkı gösterildi, çoğu sizler idiniz." buyurdu. (Kadınlar): "Yâ Resûlâ`llâh, neden?" diye sordular. "Çünkü siz (ötekine, berikine) çokca lâ`net eder, zevclerinize karşı küfrân-ı ni`met gösterirsiniz. (Ne acîbdir ki kendini zapteden tam akıllı ve dîninde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı ve dîninde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı, eksik dinli hiç bir kimsenini çelebildiğini görmedim." buyurdu. "Aklımızın, dînimizin eksikliği nedir? Yâ Resûâ`llâh." dediler. "Kadının şahâdeti, erkeğin şahâdetinin yarısı değil midir?" diye sordu. "Evet." dediler. "İşte bu aklın eksikliğinden. Hayız gördüğü zaman da namaz kılmaz, oruç tutmaz değil mi?" buyurdular. "Evet." dediler. "İşte bu da dîninin eksikliğinden." cevâbını verdi.
Sıra :
209
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN İKİ TÜRLÜ ALIŞ-VERİŞTEN (LİMÂS İLE NİBÂZDAN), A`RÂBIN BÜRÜNDÜKLERİ GİBİ BÜRÜNMEKTEN VE AVRET MAHALLİNİ SETRETMİYECEK VECHİLE BİR TEK ELBÎSE GİYMEKTEN NEHYİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in iştimâl-i sammâ`dan, insanın büründüğü kumaşın bir parçasını mahall-i avreti üzerinde bulundurmaksızın sevb-i vâhid ile ihtibâ etmesinden nehiy buyurduklarını rivâyet ediyor.
Sıra :
238
 
Baslik :
AMMÂR (RADİYA`LLÂHU ANH) HAKKINDA PEYGAMBERİMİZİN BİR MU`CİZESİ
Hadis :
(Sened-i muttasıl ile) rivâyet olunur ki, (bir gün) ahâdîs(-i Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`i) söylemekle meşgûl idi. Derken Mescid(-i Şerîfin) binâsı bahsine geçip dedi ki: Biz, birer kerpiç taşıyorduk. Ammâr ise kerpiçleri ikişer ikişer taşırdı. Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem onu (öyle) görünce üzerindeki toprağı silkerek: "Vah Ammâr! Vah Ammâr! Kendisini fie-i bâğiye katledecektir. (Ammâr) onları Cennet`e, onlar ise onu Cehennem`e da`vet ederler." buyurmağa başladı. Ebû Saîd radiya`llâhu anh der ki, Ammâr (bunu işidince): "Fitnelerden Allâh`a sığınırım." derdi.
Sıra :
279
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN, SON HASTALIĞI ESNÂSINDA MESCİD`DE ÎRÂD ETTİĞİ HUTBEDE DÂR-I BEKÂ`YA İNTİKÂLİNİ HABER VERMESİ HAKKINDA RİVÂYETLER;RESÛLULLÂH (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN BU HUTBESİNDE EBÛ BEKR (
Hadis :
Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem (son hastalığında) hutbeye çıkıp: "Allâhu Teâlâ bir kulunu dünyâ ile kendi nezdinde olan (nevâl-i ukbâ) arasında muhayyer bıraktı. O da Nezd-i İlâhîdekini ihtiyâr etti." buyurdu. (Bu söz üzerine) Ebû Bekr (es-Sıddîk radiya`llâhu anh) ağlamağa başladı. Ben kendi kendime: "Allâhu Teâlâ`nın bir kulu dünyâ ile kendi nezdinde olan (nevâl-i ukbâ) arasında muhayyer bırakmasında, onun da Nezd-i İlâhîdekini ihtiyâr etmesinde ne var ki, bu pîr-i sâl-dîdeyi (böyle) ağlatıyor?" di(ye düşün)düm. (Meğer) o abd (-i muhayyer) Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (kendisi) imiş! (Meğer) Ebû Bekr (es-Sıddîk radiya`llâhu anh) hepimizden a`lem imiş! (Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, Ebû Bekr`i ağlar görünce) buyurdu ki: Yâ Ebâ Bekr, ağlama. Sohbet (yâni arkadaşlık) husûsunda da, (bezl-i) mâl husûsunda da nâsın bana en çok vergisi olan Ebû Berk`dir. Ümmetinden birini (kendime) halîl edinedim. Ebû Bekr`i edinirdim. Lâkin İslâm yüzünden (hâsıl) olan uhuvvet ve meveddet (şahsî hulletten efdaldir.) Mescitte Ebû Bekr`in kapısından başka seddedilmedik hiçbir kapı kalmasın.
Sıra :
292