Rüya Tabirleri
Açılış  Giriş Sayfası Yap
Favori  Sık Kullanılanlara Ekle
www.ihya.org 4. yilinda
MC ÜYE İŞLEMLERİ
Üyeadi:
Parola :
Kütübü Sitte
Buhari Hadis Kitabi
SPONSOR LINKLERI
Secme Konular
· Gaflet
· Sahih-i Buhârî
· Tevâtür
· Kudsi Hadis
· Cüz
· Sahîfe
· Zındık
· Salih
· Fasık
· Nesh

Burayada Bak
· Akıl
· Mubtedi
· Tarahû Hadîsehû
· Esahhu’l-Ahâdîs
· Fî Hadîsihî Da'fun
· Min Belâyâhu
· Şart
· Uhtulife Fîhi
· Zekera Lenâ Fulân Kırâ'aten Aleyhi Ve Ene Esme'u
· Esânid
· Gayru Mensûb
· Haddesenâ İcazeten
· Haddesenî Gayru Vâhid Min Ashâbinâ
· Kale Fulân
· Kalîlu'l-Hadîs

Son Okunanlar
· Ev Mâ Eşbehe Hazâ Mine'l-Elfâz
· Kara'tu Alâ Fulân
· Haber-i Hâssa
· İstişhad
· Cezm Lafızları
· Garîbu'l-Hadîs
· Nazil İsnad
· Zâhibun
· Mustefîz
· Metruk




SAHIH BUHARI HADİSLERİNDE ARAMA YAP
Fasil Ravi Konu Hadis

Hadis » Sahih Buhari » Hadisler

Sahih Buhari Hadisleri

Fasillar hadislerin kategorilerine göre tasnif edilmis halidir. Tikladiginiz basliklardan ilgili kategoriler ve hadisleri okuyabilirsiniz

 
Fasil : İHTİKÂRIN ZEMMİ
Konu :
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : ZÂNİYE CÂRİYENİN CEVÂZ-I BEY`İNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim, dediği rivâyet edilmiştir. Bir câriye zinâ eder de zinâ ettiği (beyyine ile veyâ gebelikle, yâhud da ikrâr ile) tebeyyün ederse, efendisi onu celd edip kamçılasın, fakat kavlen levm edip ayıblamasın! Sonra yine zinâ ederse, efendisi onu (yine) kamçı ile döğsün, fakat ayıbını yüzüne vurup ezâ etmesin! Sonra bu câriye üçüncü bir zinâ daha ederse efendisi onu (ayıbını beyân ederek) kıldan (ma`mûl) bir ip (pahası) le bile olas (istihbâben) satsın!
HadisNo : 998

 
Fasil : KİTÂBÜ`L-LİBÂS
Konu : Kadınlaşan erkekler;Mü`min Cennete girer
Ravi : Ebû Zerr-i Gıfârî
Baslik : EBÛ ZERR-İ GIFÂRÎ RADİYA`LLÂHU ANH`İN RESÛL-İ EKREM`İ BİR ZİYÂRETİNDE BEYAZ BİR LİBÂS ÖRTÜNEREK UYUR BULDUĞUNA DÂİR RİVÂYETİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Bir kere Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem (i ziyâret)e gelmiştim Resûlu`llah, üzerinde beyaz bir örtü bulunduğu halde uyuyordu. (Döndüm) sonra yine geldim. Bu def`a uyanmıştı. (Müsâhabet esnâsında) Resûl-i Ekrem : - Lâ ilâhe illa`llah, deyip sonra bu ikrâr ve îmân üzerine vefât eden hiç bir kul yoktur, muhakkak o kul, Cennet`e dâhil olacaktır, buyurdu . Ben : - O kul zinâ etse, sirkat etse de mi? Diye sordum. O : - Zinâ etse de, sirkat etse de (tevbe ve nedâmet ederse), buyurdu. Ben (hayret ederek): - Zinâ etse de, sirkat etmiş olsa da mı? Diye (tekrar) sordum. O: - Zinâ etse de, sirkat etse de, buyurdu. Ben (üçüncü def`a): - Zinâ etse de, sirkat etse de mi? Diye sordum. Resûl-i Ekrem: - Evet, Ebû Zerr`in burnu toprakta sürtülmesine rağmen o kul zinâ etse de, sirkat etmiş olsa da (Cennet`e girecektir) buyurdu. Râvî (Ebu`l-Esved der ki): Ebû Zerr bu hadîsi her rivâyet ettiğinde: Ebû Zerr`in burnu toprakta sürtülmesine rağmen, der idi.
HadisNo : 1945

 
Fasil : KİTABÜ`L-EŞRİBE
Konu : Hırsızlık;İçki içmek;Zinâ edenler
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : ŞİRB-İ HAMRI KÜFÜR DERECESİNE VARDIRAN EBÛ HÜREYRE RADİYA`LLÂHU ANH`IN ŞİDDETLİ BİR RİVÂYETİ
Hadis : Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Zinâkâr (mü`min) kişi zinâ ettiği sıra (tam ve kâmil bir) mü`min olduğu halde zinâ edemez. İçki içen de içki içtiği zamanda (kâmil bir) mü`min olarak içemez. Hırsız da sirkat ettiği sıra (kâmil bir) mü`min olduğu halde sirkat edemez.
HadisNo : 1889

 
Fasil : AHÂDÎS-İ ENBİYÂ ALEYHİMÜ`S-SALÂTÜ VE`S-SELÂM BAHSİ
Konu : Beşikte iken konuşan çocuklar;Kibirlenmek
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : BEŞİKTE SÖYLENEN ÜÇ ÇOCUĞA DÂİR EBÛ HÜREYRE`NİN RİVÂYETİ
Hadis : Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Beşikte (bir mu`cize olarak) yalnız üç çocuk söylemiştir: (birincisi) Îsâ`dır. (İkincisi) Benî İsrâil zamânında Cüreyc denilen (ruhban) bir kişidir. Cüreyc bir kere (Savmaasında) namaz kılarken anası gelmiş, kendisini çağırmış. Cüreyc: (namazı bozup) anama cevap mı vereyim? Yoksa namaz mı kılayım? diye düşünmüş. (Anası üç def`a çağırdığı halde o namazına devâm etmiş). Bunun üzerine anası: Allah`ım! Bu oğluma fâhişe kadınların yüzlerini göstermedikçe onun canını alma! diye inkisâr eder. Cüreyc Savmaasında bulunduğu sırada bir kadın gelir, musallat olur. Ve ona zinâ teklîf eder. Fakat Cüreyc imtinâ etmekle bu kızgın kadın bir çobana gider, nefsini teslîm eder. Kadın bu cinsî münâsebetten bir oğlan doğurur, (kendisinden sorulduğunda) bu piçi Cüreyc`ten aldığını söyler. Bunun üzerine halk râhibe gelirler ve zavallının Savmaasını (baltalarla, kazmalarla) yıkarlar. Kendisini dışarı çıkarırlar. Cüreyc abdest alır, namaz kılar. Sonra haram-zâdenin yanına gelir: Ey oğul baban kimdir? diye sorar. Çoban! diye cevap verir. Bu garîbeyi gören halk râhibe: Senin ibâdethâneni altından yapacağız! derler: Cüreyc: Hayır, (eskisi gibi) çamurdan yapınız! der. (Üçüncüsü de şudur): Benî İsrâil`den emzikli bir kadın vardı. Bir gün erkek çocuğunu emzirirken yanından yakışıklı ve haşmetli bir süvâri geçmişti. Bunu gören kadın: Allah`ım! Oğlumu bunun gibi (heybetli) kıl! diye duâ eder. Çocuk hemen anasının memesini bırakır, ve süvârîye döner de: Yâ Rab! Beni bunu gibi kılma! diye duâ eder. Sonra ana memesine dönüp emmeğe başlar. Râvî Ebû Hüreyre der ki: (Resûlullah bunu bize hikâye ederken parmağını ağzına koyarak çocuğun emdiğini temsîl etmişti. Bu vaziyet gözümün önündedir.) Şimdi ben, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in parmağını emdiğini görür gibiyim. Bundan sonra da o emzikli kadının yanından bir câriye geçer. Bu def`a da: Yâ Rab! Benim oğlumu şu câriye gibi (hakir) yapma! diye duâ eder. Bu def`a çocuk anasının memesini bırakır da: Yâ Rab! Beni bunun gibi kıl! der. Şimdi kadın çocuğuna: niçin böyle söyledin? diye sorar da çocuk şöyle cevap verir: o süvârî kibirli zâlimlerden birisi idi. Amma şu câriye (ne zavallı kadındır:) sen çaldın, sen zinâ ettin! di(ye iftirâ ede)rler. Habuki o, bunların hiç birisini işlememiş (ma`sûm) bir kadındır.
HadisNo : 1398

 
Fasil : ŞARTLAR BAHSİ
Konu : Recim;Zinâ haddi
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : HUDUTTA HALÂL OLMAYAN ŞARTLARA DÂİR EBÛ HÜREYRE İLE ZEYD İBN-İ HÂLİD HADÎSİ
Hadis : Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyhimâ demişlerdir ki: Bedevî arablardan bir kişi (hasmı ile birlikte) Resûla`llah salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelmişti de: - Yâ Resûla`llah! Size Allah nâmına yemîn eder, ve yalnız Allah`ın Kitâbiyle hükmetmenizi dilerim, demişti. Öbür hasım ise daha dirâyetli ve edepli idi. O da: - Evet yâ Resûla`llah, aramızda Kitâbu`llah ile hükm ediniz ve (söz söylemek üzere) bana müsâade buyurunuz! dedi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem de: - Söyle! buyurdu. İkinci hasım söze başlayıp: - Benim oğlum, bu A`râbînin yanında ecîr (çoban) idi. Bunun karısına zinâ etmiş. Bana söylendiğine göre oğluma recim lâzım gelirmiş. Bu cihetle ben, bu adama yüz koyun, bir de câriye vererek oğlumu kurtardım. Bilâhare ehl-i ilim (olan Ashâb) a sorduğumda onlar da: (henüz bekâr olan) oğluma yüz deynek had ile bir sene nefy-ü tağrib, bunun karısına da recim îcâb ettiğini haber verdiler (şimdi ne buyurulur yâ Resûla`llah!) dedi. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem de: - Hayâtım yed-i kudretinde olan Allah`a yemîn ederim ki, ben, aranızda Kitâbu`llah ile hükmedeceğim: Câriye ile koyunlar sana reddolunur. Oğluna da yüz değnek vurulup bir sene nefyedilir, dedi. (Sonra Ashab`dan) Üneyse de: - Bu Bedevînin karısına git! Günâhını i`tirâf ederse onu recmet! buyurdu. Râvî: "Üneys, kadına gitti. Kadın da fenâlığı i`tirâf etmesi üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in emriyle kadın recmolundu" demiştir.
HadisNo : 1162

 
Fasil : HÛRÜ`L-ÎYN VE ONLARIN MÜSTESNÂ SIFATLARI
Konu :
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik : YENİ MÜSLÜMAN OLAN MEKKE EŞRÂFINA KALBLERİNİ MÜSLÜMANLIĞA ISINDIRMAK İÇİN YÜZER DEVE VERMİŞTİ. HUNEYN HARBİNDE ESİR EDİLEN CÂRİYELERİN UMÛMU ÂZÂD EDİLMESİ VE MEKKE SOKAKLARI BAYRAM YERİNE DÖNMESİ
Hadis : Rivâyet olunduğuna göre, Ömer`e Huneyn harbi esirlerinden iki câriye düşmüş ve bunları Mekke`deki evlerden birisine koymuştu. (Bu hadîsin ikinci râvîsi Nâfi`) demiştir ki: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem Huneyn esirlerini âzadladı. Onlar da sokaklarda dolaşmağa, koşmağa başladılar. Bunun üzerine Ömer, oğlu Abdullah`a: - Yâ Abda`llah! Bu ne haldir? Bak, gör, dedi. (O da sokaklarda ileri, geri koşan binlerce câriye kalabalığının sebebini soruşturarak öğrenip geldi de: - Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bütün câriyeleri âzadlamıştı, diye cevap getirdi, Ömer de oğluna: - Haydi sen de git, o iki câriyeyi salıver! dedi.
HadisNo : 1297

 
Fasil : CENÂZE BAHSİ
Konu : Allâh`a şirk koşmamak;İmanda İhlâs
Ravi : Ebû Zerr-i Gıfârî
Baslik : MUHAMMED ÜMMETİNDEN ŞİRK ETMEDEN ÖLEN MÜ`MİNİN CENNETLE MÜBEŞŞER OLDUĞUNA DÂİR EBÛ ZER HADÎSİ
Hadis : Ebû Zer Hazretleri demiştir ki: Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem: Bana rabbim tarafından (sefâretle) gelen Cibrîl, (bir kerre daha) gelmiş ve: - Ümmetimden her kim Allâhu Teâlâ`ya hiç bir şey`i (ulûhiyyette ve havass-ı rubûbiyyette) ortak tanımıyarak ölürse, o kimse Cennet`e girer, diye haber verdi, buyurdu. Ben: - (Yâ Resûla`llâh!) O adam zinâ ettiği ve sirkat eylediği halde (yine Cennet`e girer) mi? diye sordum. Resûl-i Ekrem: - (Evet) zinâ ettiği ve sirkat eylediği halde de (Cennet`e girer) diye cevâb verdi.
HadisNo : 617

 
Fasil : KİTÂBU`S-SALÂT
Konu : Hırsızlıkla itam olunan bir câriye kıssası
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : MESCİDDE YATIP KALKMANIN MUBÂH OLDUĞUNA DÂİR RİVÂYETLER.
Hadis : Şöyle demiştir: Arap kabîlelerinden birinde bir siyah câriye vardı ki, âzâd edildiği halde (yine) o kabîle ile berâber (ikâmet ediyor)du. Dedi ki: Onların arasından -üzerinde kırmızı tirşelerden (yapılmış) vişâh bulunan- bir kız (gelin) gitti. Vişâhı üzerinden çıkardı, yâhud (vişâh) üzerinden düştü. Bulunduğu yere bir çaylak geldi. Onu atılmış bulup (semiz) bir et parçası diye kaptı. (Câriye) der ki: Beni (hırsızlıkla) ittihâm ettiler. Âişe radiya`llâhu anhâ der ki: Her tarafını aramışlar, hattâ ön tarafını bile aramışlar. (Câriye) der ki: Va`llâhi ben onlarla berâber ayakta durup dururken çaylak (tekrar) gelip vişâhı attı. O da (tam) ortalarına düştü. "İşte aklınız sıra beni ittihâm ettiğiniz şey! (Siz beni hırsız zannetiniz.) Halbuki ben berîyim. İşte vişâh!" dedim. Âişe radiya`llâhu anhâ der ki: (O siyâh câriye) Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip kabûl-i İslâm eyledi. Mescid(-i Şerîfin bir kenarın) da ona mahsûs bir çerge, yâhud bir kıl çadır vardı. (Her vakit) bana gelir, yanımda konuşurdu. Ne zaman da yanıma otursa: "Vişâh işinin olduğu gün Rabbimizin yarattığı acâyipdendir. Şüphesiz ki O, bana küfür diyârından necat verdi." demeden edemezdi. (Bir gün) ona: "Ne oluyorsun? Her ne vakit benimle birlikte oturursan behemehâl bunu söylüyorsun." dedim. Bunun üzerine (demin anlattığım) kıssayı anlattı.
HadisNo : 275

 
Fasil : İHTİKÂRIN ZEMMİ
Konu : Kehânet ücreti;Köpek parası;Zinâ kazancı
Ravi : Ebû Mes`ûd Ukbe İbn-i Amr
Baslik : SEMEN-İ KELB, MEHR-İ BAĞY, HULVÂN-İ KÂHİNİN HURMETİ HAKKINDA EBÛ MES`ÛD ENSÂRÎ RADİYA`LLÂHU ANH`İN BİR HADÎSİ
Hadis : Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in kelb pahasından, zinâ kazancından, kehânet ücretinden nehyettiği rivâyet edilmiştir.
HadisNo : 1022

 
Fasil : KİTÂBÜ`TALÂK
Konu : Boşama mehri;Li`ân;Mülâ`ane;Talâk (boşama)
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik : LİÂN HADÎSİ
Hadis : Gelen -biribirlerine lâ`netle şahâdet eden karı koca hakkındaki hadîsde- Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in lâ`netleşen karı ile kocaya şöyle dediği rivâyet olunmuştur: - (Allah bilir ve bu cihetle) hesâbınız Allah`a âittir. (Kulun bildiği şudur ki:) İkinizden biri yalancıdır. (Ve zevce hitâb ederek: Mülâaneden sonra) kadın üzerinde alâkan ve kocalık hakkın kalmaz, (ayrılırsınız,) buyurdu. Bunun üzerine zevc: - Yâ Resûla`llah! Ya benim (mehir olarak verdiğim) malım ne olacak? dedi. Resûl-i Ekrem: - O mal sana âid değildir. Çünkü sen kadına zinâ isnâdında doğru olsan bile, o malı sen, kadının ırzını kendine halâl kılmak mukabilinde vermişdin (ve kadının olmuştu). Eğer sen zinâ isnâdında yalancı isen mehir malını istemek sana daha uzakdır, buyurdu.
HadisNo : 1840

 
Fasil :
Konu : Zümer Sûresi âyetlerinin tefsîri
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik :
Hadis : Rivâyete göre, müşriklerden birtakım kimseler adam öldürmüşler ve bir çok cinâyet irtikâb etmişler ve zinâ edip bunda da çok ileri gitmişlerdi. Bunlar bu kusurlariyle Muhammed salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelerek: Yâ Muhammed! Senin teblîğ ve kendisine dâ`vet ettiğin İslâm dîni şüphesiz ki çok güzeldir. Eğer bize vaktıyle işlediğimiz bunca cinâyet ve sefâhatin keffâreti (ve arınmak yolu) bulunduğunu bildirseniz, demişlerdi. Bunun üzerine şu meâldeki âyetler nâzil oldu: Onlar ki, Allah ile birlikte başka bir Tanrıya duâ etmezler ve Allah`ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zinâ etmezler. Her kim de bunları yaparsa ağır cezâya uğrar. Kıyâmet günü ona iki kat azâb edilir. Ve muhakkak azâbda ebedî zelîl ve hakîr kalırlar. Ancak tevbe ve îmân edip hayır işliyenler başkadır. Çünkü Allah bu tövbekâr mü`minlerin kötülüklerini iyiliklerle değiştirir, çünkü Allah Gafûr, Rahîm bulunuyor. Bir de: ... âyet-i kerîmesi nâzil oldu.
HadisNo : 1729

 
Fasil : KİTÂBÜ`L-MUHÂRİBÎN
Konu : Zinâ isnâdı
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : TA`ZÎRÂT-I ŞER`İYYENİN A`ZAMÎ HADDİ HAKKINDA EBÛ BÜRDE VE EBÛ HÜREYRE RADİYA`LLÂHU ANH HADÎSİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet olunmuştur. Ebu`l-Kasim Salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittim: Her kim kölesine ve câriyesine zinâ isnâd eder, memlûki de o isnâddan uzak bulunursa, o kimse kıyâmet gününde döğülür. Meğer ki, memlûk, efendisinin dediği gibi ola.
HadisNo : 2092

 
Fasil : İSLÂM`DA NÜBÜVVET ALÂMETLERİ
Konu : Recim
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik : YAHÛDÎLER TEVRAT`DAKİ RECM ÂYETİNİ RESÛL-İ EKREM`DEN SAKLAMIŞLARDI. RESÛLULLÂH`IN TEVRÂT OKUMADIĞI HALDE TEVRÂT`TA RECM ÂYETİ BULUNDUĞUNU YEHÛDÎLERE BİLDİRMESİ BİR MU`CİZE OLDUĞUNA DÂİR İBN-İ ÖMER HAD
Hadis : Rivâyete göre (Medîne`de) birtakım Yahûdîler Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e gelerek içlerinden bir erkekle bir kadının zinâ ettiğini hikâye ettiler, (ve ne hükmedersiniz? dediler). Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem onlara: - Siz, Recim (hükmü) hakkında Tevrât`ta ne bulursunuz? diye sordu. Onlar: - Biz zinâ edenleri teşhîr ederiz, bunlar bir değnekle de döğülürler. Abdullah İbn-i Selâm bunlara: - Yalan söylediniz!. Tevrât`ta Recim (âyeti) vardır, dedi. Bunun üzerine Tevrât`ı getirdiler. Ve kitabı açtılar. Yahûdîlerden birisi (Abdullah İbn-i Surya) elini Recim âyeti üzerine koyarak ondan önceki ve sonraki âyetleri okumağa başladı. Abdullah İbn-i Selâm ona: - Elini kaldır! dedi. O da elini kaldırınca Recim âyeti görülüverdi. Yâhûdîler: - Yâ Muhammed! Abdullah İbn-i Selâm doğru söylemiştir: Tevrât`ta hakîkaten Recim âyeti vardır, dediler. Bunun üzerine (Resûlullah zinânın vukuu hakkında şâhid istedi. Dört Yahûdî zânî ve zâniye aleyhinde vech-i mahsûs üzere şehâdet ettiler.) Resûlullah da bunların recmolunmalarına hükmetti de recmolundular.
HadisNo : 1482

 
Fasil : KİTÂBÜ`L-İLİM
Konu : Kadınların çoğalıp erkeklerin azalması;Kıyâmet alâmetleri;Zinâ
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik : İLMİN FAZÎLETİ HAKKINDA HADÎSLER
Hadis : Şöyle demiştir: Size öyle bir söz söyliyeceğim ki, benden sonra hiç kimse onu size söylemeyecektir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`den işittim, buyuruyordu ki: Kıyâmet alâmetlerinden olmak üzere ilim azalacaktır, cehil yayılacaktır, zinâ şâyi` olacaktır. Kadınlar(ın mikdârı) kesret, erkekler(inki) kıllet bulacaktır. Bir derecede ki, elli kadının yalnız bir bakanı olacaktır.
HadisNo : 72

 
Fasil :
Konu : Kısas
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik :
Hadis : Rivâyet olunduğuna göre, bir Yehûdî (Ensar`dan) bir câriyenin başını iki taş arasında ez (erek üzerindeki hulliyyâtını al) mıştı. (Huzûr-ı Risâlet`e getirildiğinde): - Sana bu cinâyeti kim işledi; fülân mı, fülân mı? diye sorulup nihâyet Yehûdînin adı anılınca câriye başiyle işâret etti. Bunun üzerine Yehûdî yakalandı ve (cürmünü) i`tirâf etmesi üzerine Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in emriyle Yehûdînin başı iki taş arasında ezil (erek kısas edil) di.
HadisNo : 1081

 
Fasil : KİTÂBÜ`D-DİYYÂT
Konu : Mü`minin kanı haramdır;Mürtedlerin öldürülmesi;Zinâ edenler
Ravi : Abdullâh b. Mes`ûd
Baslik : ESBÂB-I KISAS: KATL-İ NEFS, ZİNÂ-İ SEYYİB, İRTİDÂD OLDUĞUNA DÂİR İBN-İ MES`ÛD HADÎSİ
Hadis : Rivâyete göre, Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Allah`dan başka ibâdete lâyık İlâh bulunmadığına ve benim de Allah`ın muhakkak bir Peygamberi olduğuma şehâdet eden Müslüman kişinin kanı halâl olmaz (ve kısâs olunmaz). Ancak (şu) üç (huy) dan birisiyle halâl olur: 1) Maktûlün hayâtı mukabilinde katil, 2) Zinâ eden seyyib, 3) İslâm câmiâsını bırakıb dîninden ayrılan mürted (kısas olunur).
HadisNo : 2096

 
Fasil : KİTÂBU`S-SALÂT
Konu : Câriye âzad edip evlenmek;Hayber Gazâsı;Sabah namazının vakti
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik : HAYBER GAZÂSINA ÇIKAN RESÛLULLÂH (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN FETİHDEN ÖNCE SABÂH NAMAZINI KARANLIK İKEN KILMASI
Hadis : Enes der ki herifler (sabah vakti) işlerinin başına (gitmek üzere evlerinden) çık(ıp da bizi gör)ünce: "Amanın, (işte) Muhammed!", (Râvî Abdü`l-Azîz b. Süheyb`in bâzılarından rivâyetine nazaran da:) "İşte Muhammed! İşte hamîs! Yâni ordu!" di(ye bağırış)dılar. Enes der ki: Hayber`i anveten (yâni harben) ele geçirdik. Seby toplandı. (Derken) Dihye (b.Halîfetü`l-Kelbî) gelip: "Yâ Nebiyya`llâh, bana sebyden bir câriye ver." dedi. "(Haydi) git de bir câriye al." buyurdu. (Dihye) Safiyye bint-i Huyey b. Ahtab`ı aldı. Biri, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip: "Yâ Nebiyya`llâh, Dihye`ye (Benû) Kureyza ile (Benü`n-) Nadîr`in seyyidesi olan Safiyye bint-i Huyeyy`i verdin. (Halbuki) o, Senden başkasına münâsib olamaz." dedi. Bunun üzerine: "Onu da, onu da çağırınız." buyurdu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem Safiyye`ye nazar edince (Dihye`ye): "Bundan başka bir câriyeyi sebiyden al." di(ye emret)di. Enes der ki: (Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem) Safiyye`yi ı`tâk ve tezevvüç buyurdu ve âzâtlığını kendisine sadâk (yâni mehr) etti. Nihâyet yol üzerinde iken Ümmü Süleym, Safiyye`yi aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm için cihazlayıp gece olunca gerdeğe koydu. Artık Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem güveyi olmuştu. Sabah olunca: "Kimde bir şey varsa getirsin." buyurdu. Kimi yağ, (kimi başka şey) getirdi. (Râvî der ki: Enes) Sevîkı yâni kavudu da saydı zannederim. Enes der ki: (Hazır olan) cemâat, hays yap(ıp ye)diler ki, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in velîmesi bu olmuş oldu.
HadisNo : 241

 
Fasil : NAMAZDA SEHİV BAHSİ
Konu : İkindiden sonra namaz
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik : İKİNDİ NAMAZININ FARZINDAN SONRA İKİ REK`AT NÂFİLEDEN NEHYE DÂİR ÜMMÜ SELEME RADİYA`LLÂHU ANHÂ HADÎSİ
Hadis : Bir kerre İbn-i Abbâs, Misver İbn-i Mahreme, Abdurrahmân İbn-i Abbâs, Misver İbn-i Mahreme, Abdurrahmân İbn-i Ezher radiya`llâhu anhüm, beni Âişe radiya`llâhu anhâ`ya gönderip demişlerdi ki: Hepimizden Hazret-i Âişe`ye selâm söyle ve ikindinin farzından sonraki iki rek`at nâfile namazın hükmünden suâl edip "bu namâzı kıldığından haberdâr olduğumuzu, halbuki Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem`in bu iki rek`at namâzdan Ashâb`ı men` ettikleri haberi bize bâliğ olduğunu söyle" dediler. İbn-i Abbâs (ilâve olarak): Ben, Ömer İbn-i Hattâb ile birlikte halktan böyle iki rek`at namâz kılanları döverdim, demişti. Küreyb demiştir ki: Hazret-i Âişe`nin huzûruna girdim. Beni gönderen zevâtın benimle gönderdikleri haberi kendisine teblîğ ettim. Hazret-i Âişe bana cevâben: Sen bu mes`eleyi Ümmü Seleme`ye sor, dedi. Ben de huzûrundan çıktım ve gelip bu üç zâte, Hazret-i Âişe`nin cevâbını söyledim. Bunlar, Hazret-i Âişe`ye gönderdikleri gibi bu def`a da beni Ümmü Seleme radiya`llâhu anhâ`ya gönderdiler. Ümmü Seleme radiya`llâhu anhâ dedi ki: Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem hakîkaten ikindiden sonraki bu namâzdan nehyettiğini işittim. Sonra bir kerre de Resûl-i Ekrem`in ikindi namâzı kıldığı sırada iki rek`at namâz daha kıldığını gördüm. (Şöyle ki:) Resûlullâh benim odama gelmişti. Fakat o sırada yanımda Ensâr`dan ve Benî Harâm`dan birtakım kadın (misâfirler) bulunuyordu. Resûl-i Ekrem (namâz kılmağa başladı. On)un böyle (ayrıca iki rek`at daha) namâz kıldığını görünce, kendilerine bir câriye gönderdim. Ve câriyeye dedim ki: Resûl-i Ekrem`in yanında dur!: "Yâ Resûla`llâh! Sana Ümmü Seleme şu iki rek`at namâzdan nehyettiğinizi işittim. Halbuki şimdi kıldığınızı görüyorum, diye soruyor" de!.. Eğer Resûlullâh (namâzda bulunduğuna) eliyle işâret ederse, huzûrundan geri çekil. Câriye bu emri yerine getirdi. Ve hakîkaten Resûl-i Ekrem eli ile işâret etmekle câriye geri çekildi. Resûl-i Ekrem namâzdan fâriğ olunca (bana hitâb ederek:) Ey Ebû Ümeyye kızı, ikindi namâzından sonra kıldığım iki rek`at namâzdan suâl etmiş idin. Bunun sebebi şudur, buyurdu: Bana Abdü`l-Kays kabîlesinden bâzı kimseler (arz-ı İslâm için) gelmişlerdi. Bunlar, şu öğle namâzından sonraki iki rek`at (nâfile) den beni meşgûl edip alıkoymuşlardı. Bu kıldığım iki rek`at namâz, öğlenin o iki rek`at son sünnetidir.
HadisNo : 616

 
Fasil : VASIYYETLERİN AHKÂMI BAHSİ
Konu : Adam öldürmek;Fâiz;Harpten kaçmak;İffetli kadınlara zina isnadı (kazf);Kazf;Sihir;Şirk;Yetim malı yemek
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : PEYGAMBER EFENDİMİZ`İN: İNSAN FAZÎLETİNİ ÖLDÜREN YEDİ FAZÎHA VARDIR Kİ: ALLÂH`A ŞİRK, SİHİR, KATİL, RİBÂ, YETİM MALI YEMEK, GAZÂ MEYDANINDAN KAÇMAK, NÂMUSLU BİR KADINA ZİNÂ İSNÂD ETMEK, BUYURDUĞUNA DÂ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: bir kere Resûlullah: - Mühlik olan yedi şeyden çekininiz! buyurmuştu. Ashab: - Yâ Resûla`llah! Bu yedi şey nedir? diye sorduklarında Resûl-i Ekrem: - 1) Allah`a şirk, 2) Sihir, 3) Allah`ın katlini haram kıldığı bir hayâtı öldürmek; haklı öldürülen müstesnâ, 4) Fâiz kazancı yemek, 5) Yetim malı yemek, 6) Düşmana hücûm sırasında harbten kaçmak, 7) Zinâdan masûn olup hatırından bile geçmiyen müslüman kadınlara zinâ isnâd etmek, buyurdu.
HadisNo : 1172

 
Fasil : EN`ÂM SÛRESİ ÂYETLERİ
Konu : Çok soru sormak;Li`ân;Mülâ`ane;Nûr Sûresi âyetlerinin tefsîri;Zinâ şâhitleri
Ravi : Sehl b. Sa`d
Baslik : MÜLÂANE ÂYETİ VE HADÎSİ
Hadis : Rivâyete göre (Aclâm oğullarından) Uveymir, Benî Aclâ`nın ulusu olan Âsım İbn-i Adiyy`e gelerek şöyle sorar: - Siz ne dersiniz? Bir kimse karısiyle berâber bir kişiyi (zinâ üzerinde) bulsa, kadının kocası zânîyi öldürmeli, siz de onu (kısâsen) öldürmeli misiniz? Yoksa bu kimse ne yapmalı? (Bu halde zevc, dört şâhid getirmeğe gitse zânî işini görüp savuşacaktır. Sükût etse nâmusa taallûk eden bir şeye sükût etmiş olacaktır.) Lûtfen bu müşkül mes`eleyi bir kere Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e benim için sorsanız, der. Bunun üzerine Âsım, Resûlullah`a gelip: Yâ Resûla`llah! Diye (söz başlayıp) sordu. Fakat Resûl-i Ekrem bu sorguları hoşlanmayıp ayıbladı. Sonra Uveymir, Âsım İbn-i Adiyy`e: (Resûlullah ne söyledi? diye) sordu. O da Resûl-i Ekrem`e böyle mes`eleleri çirkin gördü ve ayıbladı, diye cevâb verdi. Bunun üzerine Uveymir: Vallahi ben çekinmem, bunu kendim Resûlullah`a sorarım, dedi, ve gidip: - Yâ Resûla`llah! Bir kimes karısıyle berâber bir kişiyi (zinâ üzerinde) bulsa, kadının zevci zânîyi öldürmeli, sonra siz de (kısâsan) onu öldürmeli misiniz? Yoksa bu adam ne yapmalı? diye sordu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: - Ey Uveymir! senin ve karın hakkında Allahu Teâlâ Kur`an (âyeti) gönderdi, dedi. Ve bu karı, kocaya Allahu Teâlâ`nın Kur`ân`da ta`lîm ettiği veçhile mülâane etmelerini emreyledi. Ve ilk önce erkek karısına karşı lânetle yemîn etti. (Sonra da kadın kocasına karşı aşağıdaki hadîsde bildirildiği veçhile yemîn eyledi). Sonra Uveymir: - Yâ Resûla`llah (bu kadınla geçinme savdı). Bu kadını nikâhımda tutarsam ona zulmetmiş olurum, deyip kadını boşadı. Ve Uveymir ile karısının bu vak`asından sonra lâ`netleşen çiftlerin -kocanın talâkıyle- ayrılmaları âdet oldu. Sonra Resûlullah meclisde hazır bulunanlara: - Bakınız, eğer bu kadın -vücûdu siyah, gözlerinin siyahı koyu, kıçının iki yanı bükük, baldırları kaba- kıyâfette bir çocuk getirirse, muhakkak ben Uveymir`in bu kadına zinâ isnâdında doğru olduğunu sanırım. Eğer kadın Keler fasilesinden kızılca kurt gibi kızıl bir çocuk doğurursa, bu def`a da ben şüphesiz kadına büthân ve iftirâ ettiğini sanırım, buyurdu. Sonra çocuk Resûlullah`ın Uveymir`i tasdik yollu tasvîr ettiği şekilde doğdu. Ve bu cihetle çocuk anası (Havle kadı)na nisbet ed(ilerek: "ibn-i Havle" diye çağır)ıldı.
HadisNo : 1716

 
Fasil : HUNEYN SEFERİ
Konu : Ganîmet mallarından kumandan hissesi
Ravi : Büreyde b. el-Husayb-ı Eslemî
Baslik : HAZRET-İ ALÎ`NİN GANÎMET MALI İÇİN YEMEN`E GÖNDERİLMESİ
Hadis : Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (Haccetü`l-Vedâ` `dan önce) Alî`yi (ganîmet malının) beşte birini almak için (Yemen`e) Hâlid İbn-i Velîd`e göndermişti. Bu seferde ben de Alî`den hoşlanmaz oldum. Çünkü Alî (ganîmetten hissesine bir câriye almış, sabahleyin de) gusletmişti. Ben de sinirlenerek Hâlid İbn-i Velîd`e: Şu Alî`yi görmüyor musun (bak ne yaptı?) dedim. En sonu Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûruna geldiğimizde Alî`nin bu hareketini Resûlullah`a da arzettim. Bunun üzerine Resûlullah: Ey Büreyde, Alî`ye sinirleniyor musun? buyurdu. Ben de: Evet! diye tasdîk ettim. Resûlullah: Hayır Alî`ye darılma!. Çünkü onun ganîmet malının beşte birindeki hissesi, aldığı câriyeden daha çoktur, buyurdu.
HadisNo : 1641

 
Fasil : ÖMER İBN-İ HATTÂB RADİYA`LLÂHU ANH`İN MENÂKIBI
Konu :
Ravi : Câbir b. Abdullâh
Baslik : ÖMER`İN CENNET`LE MÜJDELENDİĞİNE DÂİR CÂBİR VE ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSLERİ
Hadis : Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (Bir kere rü`yâmda) ben, kendimi Cennet`e girmiş gördüm. Ve orada Ebû Talha`nın karısı Rümeysâ ile karşılaştım. Bir de gürültüsüz, sâkin bir ayak sesi işittim. Ve: - Kimdir bu? diye sordum. Cibrîl: - Bilâl`dir! diye cevab verdi. Cennet`te bir de (muhteşem) köşk gördüm. Avlusunda bir câriye vardı. Ben: - Bu köşk kimindir? diye sordum. Cibrîl: - Ömer`indir! diye cevap verdi. Onun içine girmek ve bakmak (gezip görmek) istedim. Fakat ey Ömer! Senin kıskançlığını hatırladım, (diye lâtîfe etti). Bunun üzerine Ömer: - Babam, anam sana kurban olsun yâ Resûla`llah!. Sana karşı mı kıskancım? diye cevap verdi.
HadisNo : 1494

 
Fasil : KİTÂBÜ`L-AHKÂM
Konu : Dil zinâsı;Göz zînası;Harama bakmamak (göz zinası);Zinâ
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik : GÖZ, DİL, NEFİS ZİNÂLARI HAKKINDA EBÛ HÜREYRE RADİYA`LLÂHU ANH HADÎSİ
Hadis : Rivâyete göre, müşârün-ileyh: "Ebû Hüreyre radiya`llahu anh`in Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem`den şu rivâyetinden daha küçük günâha benzer hiç bir şey görmedim" demiştir: Ebû Hüreyre Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem`den rivâyet ederek der ki: Allah Âdem-oğluna zinâdan nasîbini takdîr etmiştir. Hiç şüphesiz Âdem-oğlu (ezelde) mukadder olan bu âkıbete erişecektir. İmdi göz zinâsı (mahremi olmıyan kadına şehvetle) bakmaktır. Dil zinâsı da (zevkle) görüşmektir. Nefsin de (zinâ) temmenî ve iştihâsı vardır (bu arzu da nefsin zinâsıdır). Tenâsül uzvu ile bu a`zânın hepsinin arzularını ya gerçekleştirir (fi`ile çıkarır) yâhut (bırakarak) yalanlar.
HadisNo : 2132

 
Fasil : KİTÂBÜ`T-TIB
Konu : Kahinler;Karında ölen ceninin diyeti
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : İSLÂM`DA TEŞE`ÜM YOKTUR, GÜZEL SÖZLE TEFE`ÜL VARDIR, HADÎS-İ ŞERÎFİ
Hadis : Rivâyete göre, bir kere Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem Hüzeyl kabîlesinden biribiriyle döğüşen iki kadın arasında hüküm etmişti. (Şöyle ki:) Bu kadınlardan birisi diğerine bir taş atmış ve attığı taş gebe kadının karnına dokunarak karnındaki çocuğu öldürmüştü. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem`e da`vâ ettiler. Resûl-i Ekrem de: Kadının karnındaki cenînin diyeti köle veyâ câriye gurresidir (yâni bir diyetin nısf-ı öşürüdür) diye hükmetti. Bunun üzerine diyet ve garâmetle mahkûm olan kadının velîsi (seci`li ve kafiyeli bir edâ ile): Yâ Resûla`llah! Henüz yemeyen, içmeyen ve söz söylemiyen, sayha etmiyen çocuğun diyetiyle nasıl mahkûm olurum. Bunun benzeri hüküm bâtıl olur, dedi. Resûl-i Ekrem de: Bu adam kâhinler zümresindendir, buyurdu.
HadisNo : 1937

 
Fasil : KİTABÜ`L-EŞRİBE
Konu : Çalgı çalıp eğlenmek;Dağ mesireleri;Fakiri baştan savmak;İçki içmek;İpekli elbise giymek;Zinâ
Ravi : El-Eş`arî Ebû `Âmir
Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN: (üMMETİMDEN ZİNÂ ETMEYİ, İPEKLİ GİYMEYİ, ŞARAP İÇMEYİ, ÇENGİ VE ÇİĞANA İLE EĞLENMEYİ HALÂL SAYACAK BİR ZÜMRE MUHAKKAK TÜREYECEKTİR) MEÂLİNDEKİ EBÛ ÂMİR RADİYA`LLÂHU ANH HADÎSİ
Hadis : Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittiği rivâyet olunmuştur: (Bir zaman gelecektir ki) ümmetimden muhakkak birtakım zümreler türeyecektir. Bunlar zinâ etmeyi, ipekli elbîseler giymeyi, şarab içmeyi, def, dümbelekler (çengi, çiğâna ile) eğlenmeyi halâl ve mübâh sayacaklar. (Bunlardan) birtakım (merhametsiz, hodgâm) zümreler de dağ mesîrelerine yanlayacaklar, onlara âit koyun sürüsü ile çoban sabahları yanlarına gelecek, (akşamları gidecek). Bunlara bir fakir bir hâcet için gelecek de bu (duygusuz insan) lar fâkîre: Haydi (bugün git) yarın gel! Diyecekler. Bunun üzerine Allah (sevip eğlendikleri) dağı üzerlerine indirerek bir kısmını helâk edecek, (sağ kalan) öbürlerini de kıyâmet gününe kadar maymun ve domuz sûretlerine tebdîl edecek.
HadisNo : 1892

 
Fasil : HAYBER GAZÂSI
Konu : Hayber Gazâsı
Ravi : Enes b. Mâlik
Baslik : RESÛL-İ EKREM`İN HAZRET-İ SAFİYYE İLE İZDİVÂCI
Hadis : Şöyle rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Hayber (den dönüşte onun) la Medîne arasında üç gün ikamet buyurdu. Bu müddet zarfında Safiyye ile izdivâcı vâkı` oldu. Ben de müslümanları velîme taâmına da`vet ettim. Bu ziyâfette ekmek, et yoktu. Ziyâfete müteallık hiç bir şey yoktu. Yalnız Resûlullah Bilâl`e sofra yaymasını emretmişti. Sofra yayıldığında üstüne hurma, akt denilen ekşi yoğurtlu taâm, bir de tereyağı konulmuştu. (Yemek esnâsında) müslümanlar aralarında: - Safiyye mü`minlerin analarından birisi (hür bir kadın) mıdır, yoksa Resûlullah`ın mülk-i yemîni (bir câriye) midir? dediler. Bir kısım müslümanlar da: - Eğer Resûlullah Safiyye`yi örterse, o, Ümmehât-ı mü`minîn birisidir. Eğer örtmezse, Safiyye Resûlullah`ın mülk-i yemîn câriyesidir! mütâleasında bulundular. Resûlullah göç etmeğe karar verince binidinin arkasına Safiyye için bir taht kurdu. Ön tarafına da perde çekti.
HadisNo : 1612

 
Fasil : EN`ÂM SÛRESİ ÂYETLERİ
Konu : Li`ân;Mülâ`ane;Nûr Sûresi âyetlerinin tefsîri;Zinâ haddi;Zinâ şâhitleri
Ravi : Abdullâh b. Abbâs
Baslik : İSLÂM HUKÛKUNDA MÜLÂANE
Hadis : Rivâyete göre Hilâl İbn-i Ümeyye Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in huzûrunda karısına Şerîk İbn-i Sehmâ` ile zinâ etti, diye söz attı. Resûlullah da Hilâl`e: - Dört şâhidini hazırla, yâhud arkana hâd (vurulur) buyurdu. Bunun üzerine Hilâl: - Yâ Resûla`llah! Bizim birimiz karısının üstünde bir erkek görürse, şâhid aramağa mı gidecek? (Şâhid getirinceye kadar işini görüp savuşmaz mı?) diye i`tirâz etti. Resûl-i Ekrem: - Sen şâhidlerini hazırla. Aksi takdirde arkana hadd-i kazf (seksen değnek) vurulur, demeğe devâm etti. Bunun üzerine Hilâl İbn-i Ümeyye: - Yâ Resûla`llah! Seni hak peygamber gönderen Allahu Teâlâ`ya yemîn ederim ki, muhakkak ben kesin olarak doğru söylüyorum. Ve emînim ki, Allah benim arkamı hadden kurtaracak bir vahiy, bir âyet gönderecektir, dedi. Bu sırada hemen Cibrîl indi ve Resûl-i Ekrem`e: ... âyetini tâ ... kavl-i şerîfine varıncaya kadar getirdi. Bunun üzerine Resûlullah, kadına haber gönderdi. Kocası Hilâl de hazır bulundu. İlk önce Hilâl (bundan evvelki hadîsde ve hâşiyesinde görüldüğü veçhile) şehâdet ve yemîn eyledi. Resûl-i Ekrem: Allah muhakkak bilir ki, sizin biriniz elbette yalancıdır. Şu halde ikinizden tövbekâr olan ve bu liân yemîninden rücû` eden var mıdır? buyurdu. Sonra Hilâl`in zevcesi Havle ayağa kalkarak ve (dört def`a) liân şehâdetiyle Allah`ı işhâd ederek yemîn ettikde beşinci yemîne sıra geldiğinde mecliste hazır bulunanlar kadını durdurarak: - Bak kadın, bu beşinci yemîn azâbı mûcibtir, ihtârında bulundular. Râvî İbn-i Abbâs der ki: Bu ihtâr üzerine kadın bir az ağırlaşıp durakladı. Hattâ biz kadını yemîn etmekten vaz geçecek ve geriye dönecek sandık. Sonra kadın kendini toparlayıp: - (Şimdiye kadar şerefle yaşamış) kavim ve kabîlemi, ben bundan sonraki günlerde rezil ve rüsvây etmem, diyerek liân yemînini yerine getirdi. Sonra Resûl-i Ekrem: - Bu kadına bakınız. Eğer gözleri sürmeli, iki kıçı iri, baldırları kalın bir tipde çocuk getirirse, çocuk Şerîk İbn-i Sehmâ`ya âittir, buyurdu. Kadın da hakîkaten böyle bir çocuk doğurdu. Bunun üzerine Resûlullah: - Eğer Allah kitâbının (liân) hükmü infâz edilmemiş olsaydı benimle bu kadın için bir mâcerâ vardı. (Yâni ben o kadına hadd-i zinâ icrâ ederdim) buyurdu.
HadisNo : 1717

 
Fasil : KİTÂBÜ`L-ÎMÂN
Konu : Allâh`a şirk koşmamak;Bî`at;Çocukları diri diri gömmek;Hırsızlık;İftira etmek;İsyan;Zinâ
Ravi : Ubâde b. es-Sâmit
Baslik : AKABE-İ ÛLÂ (BİRİNCİ AKABE) BÎATI;RESÛLULLÂH (S.A. VE S.), ASHÂBINA, YAPABİLECEKLERİ AMELLERİ EMREDERDİ
Hadis : (Akabe-i ûlâ gecesinde bîat eden ve on iki nakîbin biri bulunan) Ubâde b. es-Sâmit (el-Ensârî el-Bedrî) radiya`llâhu anh`den: Şöyle demiştir: Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem, etrâfında Ashâbından bir cemâat mevcûd olduğu halde buyurdu ki: "Allâh`a (ibâdette) hiçbir şeyi şerîk etmemek, sirkat etmemek, zinâ eylememek, evlâdınızı öldürmemek, kendiliğinizden uyduracağınız hiçbir yalanla (kimseyi) büthân etmemek, hiçbir (emr-i) ma`rûfda isyân etmemek üzere bana bîat ediniz (yâni benimle ahdediniz.) İçinizden sözünde duran olursa ecri (ve mükâfâtı) Allâh`ın zimmet-i fazl u keremindedir. Bu dediklerimden birini yapıp da ondan dolayı dünyâda düçâr-ı ıkâb olursa bu ıkâb ona keffârettir. Bunlardan birini yapıp da yaptığı fi`li Allâhu Teâlâ setrederse işi Allâh`a kalır: İsterse onu afv, dilerse onu ıkâb eder." Biz de bu şart üzere ona (yâni Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`e) bîat ettik.
HadisNo : 18

 
Fasil :
Konu : Allâh`a şirk koşmamak;Hz. Peygamber`in cömertliği;İnfak-İmsak
Ravi : Ebû Zerr-i Gıfârî
Baslik :
Hadis : Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben (bir seferde) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber bulundum. (Avdetde) Resûlullah onu yâni Cebel-i Uhud`u görünce: - Benim için Uhud`un altın olmasını, ondan (meselâ) bir dînârın üç günden fazla yanımda beklemesini arzu etmem. (O) bir dînârı (da) ben, yalnız borç (ödemek) iin hazırla (mak iste) rim, buyurdu. Sonra Resûlullah (devâmla): - (Malca) çok (zengin) ler vardır ki, onlar, (sevabca) çok azdırlar. Meğer ki, onlar mallarını şöyle böyle (nâsa ve vücûhü birre) sarf etmiş olalar. Bu (seciyyede insa) nlarsa her halde azdır, buyurdu. Sonra Resûlullah bana: - (Ben yanına gelinceye kadar) yerinde dur! buyurup uzak değil (şöyle yakın) gitti. Bu sırada ben bir ses işittim de Resûlullah`ın yanına gelmek istedim. Sonra Resûlullah`ın: ben gelinceye kadar yerinde bekle! buyurduğunu hatırladım (da vaz geçtim). Resûlullah gelince: - Yâ Resûla`llah! O işittiğim (ne idi?); yâhud o işittiğim ses (ne idi?) diye sordum. Resûlullah: - Sen de (böyle bir ses) işittin mi? buyurdu. Ben de: - Evet, dedim. Resûlullah: - Yanıma Cebrâil Aleyhi`s-selâm gelmişti de bana o: - Ümmetinden her kim Allah`a hiç bir şey`i şerîk koşmayarak (tevhîd akîdesiyle), ölürse, Cennet`e dâhil olur, dediğini hikâye buyurdu. Ben: - (Yâ Resûla`llah!) şöyle (zinâ gibi), şöyle (sirkat gibi) bir günâh işlerse de mi? diye sordum. Resûlullah: - Evet! diye tasdîk buyurdu.
HadisNo : 1075

 
Fasil : KÜSÛF BAHSİ
Konu : Güneş tutulması ve namazı;Güneş ve ay Allâh`ın âyetleridir
Ravi : Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Baslik : HAZRET-İ RESÛL`ÜN HUSÛF NAMAZININ KEYFİYYETİ VE HITÂBET-İ NEBEVİYYE HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN HUSÛF HADÎSİ
Hadis : Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in zamân (-ı saâdet-nişân) ında (bir def`a) güneş tutuldu idi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem halka namaz kıldırdı. (Şöyle ki) namaza durdu ve kıyâmı uzattı sonra rükû` buyurdu ve rükûu uzattı sonra (rükû`dan) kalktı ve ve kıyâmı (yine) uzattı ise de bu (ikinci) kıyâmı evvelki kıyamdan az (sürmüş) idi sonra (yine) rükûa varıp rükûu uzattı ise de bu (ikinci) rükûu evvelki rükûudan kısarak idi sonra secdeye varıp sücûdu uzattı sonra ikinci rek`atta da ilk rek`atta yaptığı gibi yaptı sonra güneş açılmış olduğu halde namazdan çıktı. (Ondan sonra hazır olan) nâsa karşı hutbe îrâd buyurdu. (Bu hutbede) Allâhu Teâlâ`ya hamd ü senâ ettikten sonra. "Şüphe etmeyiniz ki, şems ile kamer Allâh`ın âyetlerinden iki râyettir. (Bunlar) hiçbir kimsenin ne mevti, ne de hayâtı için münhasif olmazlar. Bunu (yâni bunlardan birinin inhisâfını) gördüğünüzde (hemen) Allâh`a duâya koyulun, tekbîr alın, namaz kılın, sadaka verin" buyurdu. Sonra da buyurdu ki: Ey ümmet-i Muhammed, Allâh`a kasem olsun ki kulunun veya câriyesinin zinâ edişinden dolayı Allâhu Teâlâ kadar kıskanç olan hiçbir kimse yoktu. Allâh`a kasem olsun ki, benim bildiğimi bilseniz az güler, çok ağlardınız.
HadisNo : 548

 
Fasil : KİTÂBÜ`L-ÎMÂN
Konu : Allâh`a şirk koşmamak;İhsan;İman-İslâm;Kıyâmet alâmetleri;Rü`yetullah;Zekât
Ravi : Ebû Hüreyre
Baslik : HALKA DİNLERİNİ ÖĞRETMEK İÇİN GELEN CİBRÎL İLE PEYGAMBER ALEYHİ`S-SELÂM`IN KONUŞMASI (İHSÂN HADÎSİ)
Hadis : Şöyle demiştir: Bir gün Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem açıkta oturuyordu. (yanına) biri gelip: "Îmân nedir?" diye sordu. "Îmân; Allâha, Meleklerine, Allâh`a mülâkî olmağa (yâni Rü`yetu`llâh`a), Peygamberlerine inanmak, kezâlik (öldükten sonra) dirilmeğe inanmaktır." cevâbını verdi. "Ya İslâm nedir?" dedi. "İslâm; Allâh`a ibâdet edip (hiçbir şeyi) O`na şerîk ittihâz etmemek, namazı ikâme ve farz edilmiş zekâtı edâ etmek, Ramazanda da oruç tutmaktır." buyurdu. (Ondan sonra) "Ya ihsân nedir?" diye sordu. "Allâh`a sanki görüyormuş gibi ibâdet etmendir. Eğer sen, Allâh`ı görmüyorsan şüphesiz O, seni görür." buyurdu. "Kıyâmet ne zaman?" dedi. (Bunun üzerine) buyurdu ki: "Bu mes`elede sorulan, sorandan daha âlim değildir. (Şu kadar var ki Kıyâmet`den evvel zuhûr edecek) alâmetlerini sana haber vereyim: Ne zaman (satılmış) câriye, sâhibini (yâni efendisini) doğurur, kim idikleri belirsiz deve çobanları (yüksek) binâ kurmakta birbiriyle yarışa çıkarlarsa (Kıyâmet`den evvelki alâmetler görünmüş olur. Kıyâmet`in vakti) Allâh`dan başka kimsenin bilmediği beş şeyden biridir." Ondan sonra Nebiyy-i Muhterem salla`llâhu aleyhi ve sellem ... Âyet-i Kerîme`sini tilâvet buyurdu. Sonra (gelen adam) arkasını döndü (gitti). Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem "Onu çevirin." diye emrettiyse de izini bulamadılar. Bunun üzerine buyurdu ki işte bu, Cibrîl (aleyhi`s-selâm)dir. Halka dinlerini öğretmek için geldi.
HadisNo : 47

 
Fasil : TEADDÜDÜ ZEVCE BAHSİ
Konu : Komşuya yardım etmek;Yanında mahremi bulunmıyan kadınların yanına girmemek
Ravi : Esmâ` b. Ebî Bekr
Baslik : ESMÂ` VE ZÜBEYR`İN HAL TERCEMELERİ
Hadis : Ebû Bekr`in kızı Esmâ` radiya`llahu anhâ`dan şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Zübeyr İbn-i Avvâm benimle evlendi. O zaman Zübeyr`in yer yüzünde mal nâmına, köle ve câriye nâmına, hülâsa dünyâlık olarak su çekilen deve ile atından başka bir şeyi yoktu. Atının otunu, yemini de ben bulup verirdim, ben sulardım. Su kırbasını (söküldüğünde) ben dikerdim. Ben hamur yoğururdum. Yalnız ekmek yapmayı beceremezdim. Onu da Ensâr`dan komşularım kadınlar yapıverirlerdi. Bunlar (komşuluk hakkını gözeten) iyi kadınlardı. Sonra Resûlullah Zübeyr`e bir mikdâr hurmalık ayırıp vermişti. Ben Zübeyr`in bu hurmalığından (deveye yedirmek için) başımın üstünde hurma çekirdeği taşırdım. Bu hurmalık, meskenimden bir fersâhın üçde ikisi uzaklıkda idi. Yine böyle bir gün başımda hurma çekirdeği yüklü olarak evime gelirken (yolda) Resûlullah`a kavuştum. Yanında Ensâr`dan birtakım kimseler vardı. Resûlullah beni çağırdı. Sonra beni arkasında terkisine almak için devesine: ıh, ıh dedi. Fakat ben erkeklerle berâber yolculuk etmekten utandım. Aynı zamanda Zübeyr`i ve onun kıskançlığını hatırladım. Çünkü Zübeyr halkın en kıskancı idi. (Ben Peygamber`in dâ`vetine icâbet edemeyince) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem benim utandığımı anladı ve devesini sürüp gitti. Zübeyr`in yanına geldiğimde ona: "Bu gün Resûlullah başımda hurma çekirdeği yüklü olarak bana rastladı. Yanında Ashâb`ından bir cemâat de vardı. Beni bindirmek için devesini çökertmek istedi. Fakat ben utandım. Aynı zamanda senin kıskançlığını da hatırladım" dedim. Bunun üzerine Zübeyr: "Vallahi senin hurma çekirdeği yükün bana Resûlullah ile berâber deveye binmenden daha güç oldu" dedi. Râvî Esmâ` der ki: Bu âile yükünü Ebû Bekir at seyisliği edecek bir hizmetçi gönderinceye kadar çekdim. Babam (hizmetçi göndermekle) sanki beni câriyelikden âzadlamıştı.
HadisNo : 1824

 
Fasil : KİTÂBÜ`L-BÜYÛ`
Konu : Bâkire ile evlenmek;Evleneni tebrik etmek;Evlenmek;Nikâh
Ravi : Câbir b. Abdullâh
Baslik : CÂBİR İBN-İ ABDULLÂH`DAN RİVÂYET OLUNAN MEŞHÛR HADÎS-İ BAÎR
Hadis : Şu haber rivâyet edilmiştir: (Feth-i Mekke) gazâsında ben, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem ile berâber bulundum. (Avdetde) devem beni (kafileden) geri bıraktı ve yürümez oldu. Bu sırada Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem yanıma geldi. Ve: - Ey Câbir! (Sen misin?) diye seslendi. - Evet, (benim) diye cevab verdim. Resûlullah: - Zorun nedir (ki, ordudan geri kaldın?) diye sordu. Ben: - Devem yürümedi, beni geri bıraktı da arkada kaldım, dedim. Resûlullah hemen (devesinden) indi. Mihceni ile devemi çekti. Sonra bana: - Haydi şimdi bin! buyurdu. Ben de bindim. Bu def`a da devem (in fevka`l-mu`tâd seyrin) e şâhid oldum. Onu ben, Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem (in devesini geçmek) den men` ediyorum. Resûlullah: (yol hasbihali olmak üzere) bana: - Evlendin mi? diye sordu. Ben de: - Evet, evlendim, dedim. Resûlullah: - Kız mı, yoksa dul mu? (aldın) diye sordu. Ben de: - Dul, diye cevab verdim. Resûlullah: - (Bâkir) bir câriye (tezevvüc etmek) istemez miydin?. O sana, sen de ona mülâabe ederdiniz! di (ye lâtîfe et) ti. Ben de: - (Bakımları) bana borç kızkardaşlarım var, (babam Abdullah öldü. Fakat dokuz, yâhud yedi kız bıraktı. Doğrusu ben de bunların arasına kendileri gibi bir bebek getirmeği hoşlanmadım) da (yaşlı, başlı dul) bir kadınla evlenmeği bunun da çocukları toplamasını ve saçlarını başlarını taramasını ve (elhâsıl) bunlar üzerinde bir mürebbî ol (up yetimlerin salâh-ı ahvâline bak) masını hayırlı buldum, dedim. Resûlullah: - (Allah eşini hakkında mübârek ve hayırlı kılsın!) Şimde sen (Medîne`ye) varıyorsun. Vardığında artık "Ailene karşı âkıl, reşid, bağlı ol! Allah`dan evlâd taleb ediniz! buyurdu. Bundan sonra Resûl aleyhi`s-selâm: - Deveni satar mısın? diye sordu. Ben de: - Evet satarım, dedim. Resûl-i Ekrem benden devemi bir okıyye (kırk dirhem) e iştirâ etti. Sonra Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem benden önce (Medîne`ye) gitti. Ben de kuşluk vakti vardım. (Arkadaşlarımla berâber) Mescid (-i Saâdet) e geldik. Ve Resûlullah`ın Mescid`in kapısı (önü) nde bulduk. Resûl aleyhi`s-selâm bana: - Şimdi mi geldin? diye sordu. Ben de: - Evet şimdi geldim, diye cevab verdim. Resûl-i Ekrem: - Artık deveni bırak da (Mescid`e) gir; iki rek`at (kudûm namazı) kıl! buyurdu. Ben de: girdim, kıldım. Sonra Resûlullah Bilâl`e bir okıyye (gümüş) tartıp bana vermesini emretti. Bilâl de terâzi ağır basarak tartıp verdi. Ben arkamı çevirip evime giderken bir de Resûl-i Ekrem (Bilâl`e): - Câbir`i bana çağır! buyurdu. Ben zannettim ki, Resûlulah devemi (beğenmedi de) şimdi geri verecek. Halbuki (dünyâda) bana bu deve kadar sevimsiz bir şey yoktu. Resûlullah: - Deveni al, bedeli de senin olsun! buyurdu.
HadisNo : 976




Tüm Konular     A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü W V Y Z




· Nekâret · Haddesenî Men Lâ Ettehimu · Hasen Li-Zâtihî · Lem Yuced Lehu Asl · Kesret-i Galat · Vakf · Sebtun-Hafizun · Ya'nî · Sünen İbni Mace · Enbe'enâ İcâzeten · Muselsel · Müfesser Cerh · La Tehillu'r-Rivâye Anhu · Neseb · İcâze Li'l Mu'ayyen Fi'l-Mu'ayyen · Yuktebu Hadîsuhu · Ensâb · Lâ Yu'lemu Men Ahrecehu Ve La İsnaduhu · Fiten · De-Se-Nâ · Ahberanâ Fî Kitâbihî · Li'd-Da'fi Ma Huve · Ravâ Anhu · Câ'e Ani'n-Nebî · İşkâl · Lem Erahu Bı-Haze'l-Lafz · İhrâc · Hadîs-i Rabbanî · Ve Tekarebâ Fı'l-Manâ · Ahberanâ Kitâbeten · Nâsih · Rîvâyetu'd-Darîr · Mutaba'a Nâkısa · Cerh Ve Ta'dil İlmi · Hakk · Ricâlu'l-Hadîs · Ehlu'l-Hevâ · Tesebbut · Sünen Dârimî · Nese'î · Mâ Alâ Şarti Muslim · Gayru Me'huz Bih · Adlun Hâfizun · Me'sûr · Muştebih Maklûb · Muttefekun Alâ Terkihî · Muhbir · Humâsî · Mu'ennen · Kussâs
· Akıl · Mubtedi · Tarahû Hadîsehû · Suveylih · Gayr-ı Meşhur Âhad · El-Erba'a · Müttefik Ve Mufterik · Ravi · Lem A'rifhu · Tirmizî · Seyyi'u'l-Hıfz · Hazâ Min Hadîsi · Haddesenâ Fulân Kırâ'aten Aleyhi Ve Ene Esme'u · Mevâlî · Vecedtu Bi-Hatti Fulân Ve Ecâze Lî · Mudric · Leyse Lehu Aslun · Lem Ekıf Aleyhi · Lâ Yu'teberu Bihi · Sünen Nese'î · Muhtalak · Humasiyyât · Meclis · Hasen Li-Aynihî · Fıkhu'r-Râvî · Usûl-ü Hadis · Sadûkun Yuhti'u · Lahak · Menşe' · Mu'dal · Sahih Muhtelef Fîhi · Merviyy Anh · Evâ'il · Hazâ Semâ'î · Kesret-i Galat · Ashâbu'l-Aşerât · Şedîdu'd-Da'f · İleyhi'l-Munteha Fi'l-Kizb · Kas · Fe'ale Fulân

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13


Google
 
Web ihya.org
CepAlem Gazeteler E-Kart E-Kitap Saglik Şiirler Sözlük
Kuran Meali Hadis Namaz Vakitleri Ingilizce Samil Fıkıh Fetva Rüya Tabiri
Kamus Hikayeler Forum Dini Terimler Haberler Oyun Resimler Ilahiler
Terimler isimler Sosyal Kavram Hadis Sözlügü imsakiye
Üniversite taban puanları ilmihal Rehber