Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü
A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y ZHADİSLERİNDE ARAMA YAP
İhya Hadis Arama Motoru
Aranan kelime : dokuz ya��nda
Sonuc : 22 adet arama sonucu bulunmuştur.
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Hz. Peygamber (sav)`i bir at yere atmıştı. Resulullah (sav)`ın (sağ) tarafı veya (sağ) omuzu ezildi. Bu O`na ayakta duramayacak kadar izdırab verdi. O sıralarda hanımlarını da bir ay müddetle terketti. Bu esnada, hurma kütüğünden yapılmış bir merdivenle çıkılan tenezzüh odasına (meşrübe) çekildi. Ashab (ra) kendisine "geçmiş olsun" ziyaretine geliyorlardı. Resulullah (sav) oturarak namaz kılardı, onlar ise ayakta durarak namaza uymuşlardı. Selamı verince şöyle dedi: "İmam, kendisine uyulmak için vardır, öyle ise ayakta namaz kıldırıyorsa siz de ayakta kılın, şayet oturarak kıldırıyorsa siz de oturarak kılın, imam rükuya varmadan rükuya gitmeyin, o başını kaldırmadan siz de kaldırmayın." Ravi der ki: "Hz. Peygamber (sav) ayın 29`unda meşrübeden indi. Ashab: "Ey Allah`ın Resulü, sen bir aylık bir müddet için ila`ya (ayrı kalmaya) karar vermiştin" dediler. Onlara: "Bu ay yirmi dokuz gündür" cevabını verdi." (Buhari ve Müslim`de Ümmü Seleme`den gelen bir rivayette: "Bu ay yirmi dokuz çekiyor" buyurmuştur. Müslim`de Cabir (ra)`den kaydedilen bir rivayette: "Sonra iki elini üç sefer uzattı, ikisinde her iki elinin bütün parmaklarıyla, sonuncu kerede sadece dokuz parmağıyla işaret etmişti" diye yirmi dokuzu gösterdiği açıklanır. (Sıyam 24))
Sıra :
Konu :
Ravi :
Hadis :
İki Yahudi konuşuyorlardı, biri arkadaşına: "Gel seninle şu Peygamber (sav)`e gidelim ve birşeyler soralım" dedi. Arkadaşı: "Ona peygamber deme" diye müdahale edip ekledi: "Şayet o, kendisinden "peygamber" diye bahsettiğini duyacak olursa sevincinden gözleri dört olur." Beraberce gidip Resulullah (sav)`ı imtihan niyetiyle dokuz açık ayetten soru sordular. Resulullah (sav) onlara "Allah`a hiç bir şeyi ortak kılmayın, hırsızlık yapmayın, zina fazihasını işlemeyin. Allah`ın haram kıldığı cana kıymayın, masum kişiyi öldürtmek için sultana gammazlamayın, sihir yapmayın, faiz yemeyin, günahsız kadına zina iftirası atmayın, savaş sırasında cepheyi koyup kaçmayın, ey Yahudiler, bilhassa sizin için söylüyorum, cumartesi günü yasağını ihlal etmeyin" dedi. Saffan der ki: "Bu cevap üzerine Yahudiler, Resulullah (sav)`ın el ve ayaklarını öptüler ve: "Şehddet ederiz ki, sen peygambersin" dediler. Saffan diyor ki: Resulullah (sav) onlara: "Öyleyse niye bana uymuyorsunuz?" diye sordu. Onlar: "Davud (a.s.), neslinden peygamber kesilmesin diye dua etti. Biz, sana uyduğumuz takdirde Yahudilerin bizi öldürmesinden korkuyoruz" cevabını verdiler.
Sıra :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Yahudilerden bir kısmı, Hz. Peygamber (sav)`in bazı ashabına: "Peygamberiniz, cehennem bekçilerinin sayısını biliyor mu?" diye sordular. Onlar: "Şimdilik bilmiyoruz, kendisinden soralım!" diye cevap verdiler. İçlerinden biri Hz. Peygamber (sav)`e gelerek: "Ey Muhammed! Bugün ashabına galebe çalındı" dedi. Resulullah (sav): "Ne ile, nasıl galebe çaldılar?" diye sordu. "Yahudiler," dedi, onlara: "Peygamberiniz cehennem bekçilerinin sayısını biliyor mu?" diye sordu. "Peki ne cevap verdiler?" "Şimdilik bilmiyoruz, peygamberimizden soralım" dediler. Hz. Peygamber (sav): "Bir kavme bilmediği şey sorulursa, onlar da: "Bilmiyoruz, peygamberimize soralım deseler bu onlara galebe çalmak mı sayılır hiç? Fakat Yahudiler peygamberlerine (olmayacak şey sormuşlar): "Bize açıktan açığa Allah`ı göster!" demişlerdi. O Allah düşmanlarını bana getirin. Ben de onlara cennetin beyaz toprağından sarayım." dedi. Yahudiler geldiler ve: "Ey Ebu`l-Kasım, cehennemin bekçileri kaç tanedir?" dediler. Hz. Peygamber (sav) parmaklarıyla bir on, bir de dokuz göstererek "19" dedi. "Evet!" dediler. Resulullah (sav) da onlara: "Pekala cennetin toprağı nasıldır?" diye sordu. Bir ara sustular. Sonra: "Ey Ebu`l-Kasım, bize sen söyle!" dediler. Resulullah (sav): " Beyaz undan yapılmış ekmektir."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlar arasında doksan dokuz kişiyi öldüren bir adam vardı. Bir ara yeryüzünün en bilgin kişisini sordu. Kendisine bir rahib tarif edildi. Ona kadar gidip, doksan dokuz kişi öldürdüğünü, kendisi için bir tevbe imkanının olup olmadığını sordu. Rahib: "Hayır yoktur!" dedi. Herif onu da öldürüp cinayetini yüze tamamladı. Adamcağız, yeryüzünün en bilginini sormaya devam etti. Kendisine alim bir kişi tarif edildi. Ona gelip, yüz kişi öldürdüğünü , kendisi için bir tevbe imkanı olup olmadığım sordu. Alim: "Evet, vardır, seninle tevben arasına kim perde olabilir?" dedi. Ve ilave etti: "Ancak, falan memlekete gitmelisin. Zira orada Allah`a ibadet eden kimseler var. Sen de onlarla Allah`a ibadet edeceksin ve bir daha kendi memleketine dönmeyeceksin. Zira orası kötü bir yer." Adam yola çıktı. Giderken yarı yola varır varmaz ölüm meleği gelip ruhunu kabzetti. Rahmet ve azab melekleri onun hakkında ihtilafa düştüler. Rahmet melekleri: "Bu adam tövbekar olarak geldi. Kalben Allah`a yönelmişti" dediler. Azab melekleri de: "Bu adam hiçbir hayır işlemedi" dediler. Onlar böyle çekişirken insan suretinde bir başka melek, yanlarına geldi. Melekler onu aralarında hakem yaptılar. Hakem onlara: "Onun çıktığı yerle, gitmekte olduğu yer arasını ölçün, hangi tarafa daha yakınsa ona teslim edin" dedi. Ölçtüler, gördüler ki, gitmeyi arzu ettiği (iyiler diyarına) bir karış daha yakın. Onu hemen rahmet melekleri aldılar." Bir rivayette şu ziyade var: "Bir miktar yol gidince, ölüm gelip çattı. Adamcağız yönünü salih köye doğru çevirdi. Böylece o köy ehlinden sayıldı."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Abdullah İbnu Zübeyr (ra) Mekke`de dokuz yıl ikamet etti. Bu esnada Zilhicce`nin hilali ile yüksek sesle telbiyeye başladı. (Kardeşi) Urve de onanla aynı şeyi yapardı."
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resululah (sav) buyurdular ki: "Allah`ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." (Bir rivayette: "Kim o isimleri sayarsa cennete girer" buyurmuştur. Buhari hadisi bu lafızla tahric etmiştir. Müslim`de "tek" kelimesi yoktur) [Tirmizi`nin rivayetinde Resulullah (sav) Allah`ın isimlerini şöyle yazdı: ("O Allah ki O`nda başka ilah yoktur. Rahman`dır. Rahim`dir, El-Meliku`l-Kuddusu, es-Selamu, el-Mü`minu, el-Müheyminu, el-Azizu, el-Cebbaru, el-Mütekebbiru, el-Haliku, el-Bariu, el-Musavviru, el-Gaffaru, el-Kahharu, el-Vehhabu, er-Rezzaku, el-Fettahu, el-Alimu, el-Kabizu, el-Basitu, el-Hafidu, er-Rafiu, el-Muizzu, el-Müzillu, es-Semiu, el-Basiru, el-Hakemu, el-Adlu, el-Latifu, el-Habiru, el-Halimu, el-Azimu, el-Gafuru, eş-Şekuru, el-Aliyyu, el-Kebiru, el-Hafizu, el-Mukitu, el-Hasibu, el-Celilu, el-Kerimu, er-Rakibu, el-Mucibu, el-Vasiu, el-Hakimu, el-Vedudu, el-Mecidu, el-Baisu, eş-Şehidu, el-Hakku, el-Vekilu, el-Kaviyyu, el-Metinu, el-Veliyyu, el-Hamidu, el-Muhsi, el-Mubdiu, el-Muidu, el-Muhyi, el-Mümitu, el-Hayyu, el-Kayyumu, el-Vacidu, el-Macidu, el-Vahidu, el-Ahadu, es-Samedu, el-Kadiru, el-Muktediru, el-Muahhiru, el-Evvelu, el-Ahiru, ez-Zdhiru, el-Batinu, el-Vali, el-Müte`ali, el-Berru, et-Tevvabu, el-Müntekimu, el-Afuvvu, er-Raufu, Maliku`l-Mülki, Zü`l-Celali ve`l-İkram, el-Muksitu, el-Camiu, el-Ganiyyu, el-Muğni, el-Mani`, ed-Darru, en-Nafiu, en-Nuru, el-Hadi, el-Bediu, el-Baki, el-Varisu, er-Reşidu, es-Saburu.") İsimleri bu şekilde, sadece Tirmizi saymıştır.]
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Şibhul amd`in diyeti üç kısımdır. 33 adet hıkka, 33 adet cezea, 34 adet seniyye-bazil arası devedir. (Seniyye altı yaşına, bazil de dokuz yaşına basmış deveye denir. Yine Hz. Ali (ra) şunu da rivayet etmiştir: "Hataen öldürmede diyet dört kısımdır: 25 hıkka, 25 cezea, 25 bintu lebun, 25 bintu mehaz." (Abdullah İbnu Amr İbni`i-As (ra)`ın Ebu Davud ve Nesai`de merfu olarak kaydedilen bir rivayetinde şöyle denmiştir: "(Cürüm sırasında) kamçı ve değnek kullanıldığı müddetçe hata, şibhu`l amd`dir.")
Sıra :
Fasil :
Ravi :
Hadis :
Resulullah (sav)`a arpa ekmeği ile kokusu değişmiş erimiş yağ getirmiştim. (Bir seferinde) şöyle söylediğini işittim: "Muhammed ailesinde, dokuz kadın bulunduğu bir zamanda, ne bir sa` hurma, ne de bir sa` hububat gecelememiştir."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Hüneyde İbnu Halid hanımından, o da Resulullah (sav)`ın zevcelerinden birinden anlatıyor: "Resulullah (sav) Zilhicceden dokuz günle Aşura günü oruç tutardı. Bir de her aydan üç gün, ayın ilk pazartesi ile perşembe günü oruç tutardı."
Sıra :
Fasil :
Konu :
Ravi :
Hadis :
Ebu Talha`nın bir oğlu hastalandı. Sonunda Ebu Talha evde yokken vefat etti. Çocuğun öldüğünü bilmiyordu. Hanımı, çocuğun öldüğünü görünce (çocuğun defni için gerekli) hazırlığı yaptı, onu evin bir kenarına koydu. Ebu Talha (akşam olup) eve gelince: "Çocuk nasıl oldu?" diye sordu. Hanımı, "Sükunete erdi, istirahate kavuşmuş olmasını umarım" (diye yuvarlak bir) cevapta bulundu. Ebu Talha hanımının doğru söylediğini zannetti. Sonra hanımı, akşam yemeğini getirdi. Yatağını hazırladı. (Sonra kocası için süslendi. Ebu Talha temasta bulundu.) Sabah olunca Ebu Talha gusletti. Evden çıkacağı zaman hanımı çocuğun ölümünü haber verdi. Ebu Talha, Resulullah (sav)`la sabah namazı kıldı. Sonra kadının yaptığını bir bir anlattı. Resulullah (sav): "Allah gecenizi hakkınızda mübarek kılmış olsun" buyurdular. Sonra onlara (Allah Teala Hazretleri) dokuz evlat verdi, hepsi de Kur`an`ı okudular.
Sıra :