Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

KÜTÜBÜ SİTTE HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

KİTÂBÜ`L-BÜYÛ`

Buhari eserindeki KİTÂBÜ`L-BÜYÛ` fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Konu :
Baslik :
GİZLİ AYIBLARI BİLDİRMEDEN BEY` CÂİZ OLMADIĞINA DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre, müşârün-ileyh demiştir ki: Ebû Taybe (Nâfi`) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`i hacamat etti de Resûlullah Ebû Taybe`ye bir sâ` (1040) dirhem hurma verilmesini emreyledi. (Bundan başka) Ebû Taybe`nin efendisi (Hârise oğulları) na da, te`diyesi meşrut vergisini hafifletmelerini emir buyurdu.
Sıra :
978
 
Konu :
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN İHTCÂMI VE HACAMAT ÜCRETİNİ İ`TÂSI HAKKINDA İBN-İ ABBÂS HADÎSİ
Hadis :
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem hacamat oldu. Ve hacamat eden haccâma (bir sâ` hurma ücret) verdi. Eğer ücret vermek haram olsaydı Resûlullah bu adama vermezdi" dediği rivâyet edilmiştir.
Sıra :
979
 
Baslik :
TASVÎR HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Sıddîka-i müşârün-ileyhâ (bir kere) ufak bir yastık, bir şilte almıştı. Üstünde (hayvan) resimleri vardı. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bunu görünce kapının önünde tevakkuf buyurdu da içeri girmedi. Âişe radiya`llahu anhâ (bu sırada) Resûlullah`ın yüzünde şiddet (âsârı) sezdim de: - Yâ Resûla`llah! Allah`a ve Allah`ın Resûlüne tevbe ederim. (Fakat bilmem ki) ne kusûr ettim, dedim. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Şu yastığın (burada) işi nedir? buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! (Kâh) üzerine oturasın, (kâh) yaslanasın diye senin için iştirâ ettim, diye cevab verdim. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - Bu sûretlerin sâhibleri kıyâmet gününde muhakkak azâb olunurlar. Ve bu kimselere (tahakküm ve ta`ciz yollu): tasvîr ettiğiniz bu hayvanları (haydi) diriltiniz (bakalım?) denilir, dedi. Yine Resûlullah: Şol bir ev ki, içinde sûretler vardır, artık o eve Melekler girmez, buyurdu.
Sıra :
980
 
Konu :
Baslik :
BEY` VE HİBE HAKKINDA İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyh şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem ile biz bir seferde bulunduk. Ben (babam) Ömer radiya`llahu anh`in genç, çetin bir devesine binmiştim. Deve bana galabe ediyor ve kafilenin önüne geçiyordu. Ömer onu men` edip geri çeviriyordu. Sonra devem (tekrar) kafileyi geçiyor, Ömer de men` edip çeviriyordu. Bu sırada Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Ömer`e: - Şu (hırçın) deveyi bana satsana! buyurdu. Ömer: - O senindir yâ Resûla`llah! dedi. (Tekrar) Resûl-i Ekrem: - Şu deveyi bana sat! buyurdu. Ömer de Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e sattı. Der-akab Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Ey Abdullah İbn-i Ömer! (Şimdi) deve senindir. Nasıl istersen öyle tasarruf edersin, buyurdu.
Sıra :
981
 
Baslik :
"İSLÂM DÎNİNDE ALDATMAK YOKTUR" KAVL-İ ŞERÎFİNİN ŞEREF VURÛDU VE HABBÂN İBN-İ MUNKIZ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyh demiştir ki: Bir kimse Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e bey` ü şirâda dâima kendisinin aldatıldığını arz etti. Resûl-i Ekrem buna cevâben: - Sen de bir şey almak istediğinde (İslâm dîninde) aldatmak yoktur de, buyurdu.
Sıra :
982
 
Baslik :
KÂ`BE`Yİ TAHRÎB EDEN HABEŞÎLERİN HASFİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Sıddîka-i müşârün-ileyhâ demiştir ki: (Bir kere) Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem: - (Âhir zamanda) bir gürûh Kâ`be`yi (tahrîb) kasd edecektir. Bunlar Beydâ mevkiine geldiklerinde başbuğlarından son neferlerine kadar (ortaları da müstesnâ olmıyarak) yere batırılırlar. (Yalnız muhâlefet edip ayrılanlar kurtulup haber verirler) buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! Bunlar başlarından sonlarına kadar nasıl batırılırlar; halbuki bunların arasında (bey`-u şirâ ile geçinen) çarşı halkı vardır ki, bunlardan ma`dud değildirler, dedim. Resûl-i Ekrem: - (Evet) bunlar başlarından sonlarına kadar batırılırlar. Sonra bu batanlar (kıyâmet gününde) niyetlerine göre ba`s (Haşr-ü Neşr) olunurlar, buyurdu.
Sıra :
983
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN ÖZ ADİYLE SOY ADININ CEM` EDİLMEMESİNE DÂİR ENES İBN-İ MÂLİK HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyh demiştir ki: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir kere) çarşıda iken bir kimse: yâ Ebe`l-Kasim! diye seslendi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem buna dönüp baktı. Bu adam (başka birisine işâret ederek): - Ben şunu çağırmıştım, dedi. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: - Benim (öz) adımla ad koyunuz. Fakat soy adımla künyelemeyiniz! buyurdu.
Sıra :
984
 
Ravi :
Baslik :
"KÜÇÜK ORADA MISIN?" DİYE RESÛL-İ EKREM`İN HAZRET-İ HASEN`E HİTÂBI HAKKINDA EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Müşârün-ileyh şöyle demiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir kere) gündüzün bir parçasında (hâne-i Saâdet`ten) çıkıp ne o bana, ne ben de ona bir şey söylemiyerek Kaynuka` çarşısına gelinceye kadar (yürüdü). Sonra buradan dönüp Fâtıma radiya`llahu anhâ`nın evinin önünde bir kenar oturdu. Ve (Hazret-i Hasen`i kasd ederek): - Küçük orada mısın, küçük orada mısın? diye sordu. Hazret-i Fâtıma çocuğun derhal evden çıkmasını biraz tevkîf etti. Zannedersem bu az zaman içinde çocuğu vâlidesi ya giydirmişti; yâhud saçını başını yıkayıp taramıştı. Sonra çocuk sür`atle koşarak geldi. Resûl-i Ekrem çocuğu kucakladı; ve öp (üp kokla)dı. Sonra: - Allah`ım, sen bu çocuğu sev, bunu seveni de sev! diye düâ buyurdu.
Sıra :
985
 
Baslik :
MÜŞTERİNİN ALDIĞI ZAHÎREYİ KABZETMEZDEN EVVEL SATMASININ MENHÎ OLDUĞUNA DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem zamânında kârbân (sâhibi tâcirler) den (mal kabz edilmeden) zahîre alırlardı. Sonra Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem bu tâcirlere memur gönderdi. Mallarını zahîre pazarına nakledip getirinceye kadar malı aldıkları yerde satmaktan men` eyledi. Yine İbn-i Ömer`den gelen bir rivâyette: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem iştirâ edilen hubûbâtı (ölçülüp) teslîm edinciye kadar onun (kable`l-kabz) satılmasını nehyetti, demiştir.
Sıra :
986
 
Baslik :
RESÛL-İ EKREM`İN TEVRAT`TAKİ EVSÂF-I ÂLİYESİNE DÂİR ABDULLÂH İBN-İ AMR İBN-İ ÂS`IN ÂLİMÂNE BİR RİVÂYETİ.. VE TEVRAT ÂYETİNİN KUR`ÂN ÂYETLERİYLE TEFSÎRİ
Hadis :
Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyhe Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in Tevrat`ta (muharrer) olan alâmetinden soruldu da Abdullah İbn-i Amr (müekked olarak şöyle) cevab verdi: - Evet, Vallahi Resûlullah, Kur`an`daki bâzı sıfatiyle Tevrat`ta tavsif buyurulmuştur ki, bu muhakkaktır; (ve şöyledir:) Ey azîz Peygamber! Şübhesiz biz seni (Hakka) şâhid, (mü`minlere) beşîr, (münkirlere) nezîr, âcizlere mahmî gönderdik. Sen, elbette benim kulum ve Peygamberimsin!. Sana ben "Mütevekkil" adını verdim. Bu Peygamber, kötü huylu, katı kalbli, çarşılarda çağırkan değildir. O, kötülüğe kötülükle mukabele etmez, belki onu afvile, mağfiretle karşılar. Allah (şirke) sapan kavm (-i Arab) ı bu Peygamber (in irşâdiy) le "Lâ ilâhe illa`llah" diyerek (kıble-yi tevhîde) doğrultmadıkça onun rûhun kabzetmiyecektir. Allah, kör gözleri, sağır kulakları, kapalı gönülleri bu (kelime) nin (sehhar te`sîriy)le açacaktır.
Sıra :
987