Hadis | Kütüb-ü Sitte | Buhari | Hadis Sözlüğü

A B C D E F G H I İ K L M N R S Ş T U V Y Z

HADİSLERİNDE ARAMA YAP

Fasil Ravi Konu Hadis

TEADDÜDÜ ZEVCE BAHSİ

Sahih Buhari eserindeki TEADDÜDÜ ZEVCE BAHSİ fasılı ile ilgili konular ve hadisler

Konu :
Baslik :
VELÎMEDE DEF ÇALINMASININ CEVÂZI HAKKINDA HAZRET-İ ÂİŞE`NİN RİVÂYETİ
Hadis :
Şöyle rivâyet olunmuştur: Hazret-i Âişe (terbiyes altında bulunan) bir kızı Ensâr`dan bir kişi ile evlendirmişti. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: "Yâ Âişe! Hani sizin def çalan ve şiir söyliyen muganniyeniz yok mu? Ensâr`ın böyle oyun hoşuna gider" buyurdu.
Sıra :
 
Baslik :
KARI, KOCA BİRLEŞİRKEN DUÂ
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Bir kimse eşinin yanına (cinsî münâsebet için) yaklaşırken: "Bismi`llah Yâ Rab beni şeytandan uzaklaştır, şeytanı da bize ihsân ettiğin çocukdan uzak kıl!" derse, sonra karı ve kocanın bu münâsebetinden bir çocuk takdîr olunursa, o nevzâda hiç bir zaman şeytan zarar veremez.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
VELÎME DÂ`VETİ VE İCÂBETİ
Hadis :
Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Zeyneb Bint-i Cahş için velîme ziyâfeti yaptığı gibi kadınlarından hiç birisinin (şerefine) ziyâfet vermedi. Zeyneb`in velîmesinde bir koyun (keserek) ziyâfet vermişti.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
VELÎME DÂ`VETİ VE İCÂBETİ
Hadis :
"Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem bâzı kadınlarına iki müd arpa uniyle velîme ziyâfeti verdi" dediği rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Baslik :
VELÎME DÂ`VETİ VE İCÂBETİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: Sizden biriniz düğün aşına dâ`vet olunduğunda her halde icâbet etsin, buyurduğu rivâyet olunmuştur.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
KOMŞU VE KADIN HAKKINDA EBÛ HÜREYRE RADİYA`LLÂHU ANHÜMÂ HADÎSİ
Hadis :
Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Her kimin Allah`a ve âhiret gününe îmânı varsa o mü`min kişi komşusuna ezâ ve cefâ etmesin. Bir de ey mü`minler size kadınlar hakkında hayırlı olmanızı vasıyet edib kadınlar eğe kemiğinden yaratılmışlardır. Bu kemiğin en eğri kısmı üst tarafıdır. Eğer sen eğri kemiği doğrultmağa savaşırsan onu kırarsın. Kendi hâline bırakırsan dâima eğri kalır, (ve öyle kullanırsın), bu cihetle size kadınlar hakkında hayırlı olmanızı vasıyet ederim.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
KİŞİNİN HAYAT YOLDAŞI İLE MUÂŞERETİNE DÂİR ÜMM-İ ZER` HADÎSİ
Hadis :
Şöyle hikâye ettiği rivâyet olunmuştur: Bir zaman on bir kadın bir yerde oturmuşlar ve kocalarının hal ve şânından bir şey saklamayıp birbirlerine bildireceklerine dâir aralarında sözleşmişler ve bağlanmışlardı. Bunlardan BİRİNCİ kadın demiştir ki: Benim kocam taşlık bir dağ başındaki arık bir devenin etidir. Kolay değil ki çıkıla, semiz değil ki (nâs tarafından hânelerien) nakloluna. İKİNCİ kadın da demiştir ki: Kocamın hâlini izhâr ve işâe edemem. Korkarım ki, onları bir şey bırakmadan sayabileyim. Çünkü onun fenâlıklarını sayacak olursam gizli, âşikâr her hâlini sayıp dökmek zorunda kalacağım. Bu ise imkânsızdır. ÜÇÜNCÜ kadın da: Benim zevcim upuzun bir sefîhdir. Ayıblarını söylersem beni boşar, susarsam (kocam aklı başında bir kimse olmadığından, bilâ-sebeb beni) kendisinden uzak bırakır. DÖRDÜNCÜ kadın ise (zevcini methederek): Necid sahrâsının gece hayâtı gibidir. Ne sıcaktır, ne soğuk, (Mu`tedil seciyede halûk bir kimsedir.) Evimizde ne korku vardır, ne kırgınlık, demiştir. BEŞİNCİ kadın da şöyle medhetmiştir: Benim kocam da evine geldiğinde sanki (avdan gelen) bir parsdır. (Avını bana getirir, koynumda mışıl mışıl uyur.) Evden çıkınca dışarda o bir arslandır. (Arslan payı kazanır.) Evdeki masrafımı hiç sormaz. ALTINCI kadın da şöyle zem eder: Kocam oburdur. Yemek yerken siler süpürür, içerken de su kabını kurutur. Yatarken de yorganına bürünür, (hânenin bir köşesinde tek başına) uyur. Ve benim hüznümü anlamak ve gidermek için elbîseme elini sokmaz. YEDİNCİ kadın da: Kocam erlik vazîfesini îfâdan âciz ve işini bilmez ahmak bir kişidir. Her derd onun derdidir (vücûdu hastalık makarrıdır ve huysuz) başımı yarar, vücûdumu yaralar. Her şeyden onun vurmak yarmak âletidir, demiştir. SEKİZİNCİ kadın da kocasını şöyle över: Onun vücûduna dokunurken tavşana dokunur gibi yumuşaktır. O güzel kokulu bir nebât gibi hoş kokar. DOKUZUNCU kadın da şöyle över: Kocamın evi yüksek direklidir. Kılıcının hamâili uzundur. Ocağının külü çoktur. Evi de mecma-i nâsa yakındır (yâni evi şahânedir, kendisi uzun boyludur, evi de misâfir kabûl edilecek yerdedir.) ONUNCU kadın da kocasını şöyle övmüştür: Zevcim mâliktir, hem ne kadar mâlik ve sâhibdir? Artık hatır ve hayâlinizden geçen her hayra mâlik ve sâhibdir. Zevcimin bir sürü develeri vardır ki, onların çökecek geniş eylek yerleri vardır. Fakat yaylım yerleri azdır. (Bununla develer yayılmıya gönderilmeyip misâfire kesilmek için evin yanında eylik yerinde bulundurulur demek istiyor) develer ud sesi duyunca -ki, misâfiri eğlendirmek üzere saz ve âhenk âlâtı çalınmasıdır- O zaman develere boğazlanacaklarını anlarlar. ON BİRİNCİ kadın (ki Ümm-i Zer`dir ve zevcinin hüsnü mâşeretini cihetiyle en bahtiyar olanıdır. Âile hayâtını şöyle anlatmıştır.) Kocam Ebû Zer`dir. (Azîz hemşîrelerim,) bilesiniz Ebû Zer` ne semâhatli ve ahlâklı bir kişidir. O iki kulağımı mücevherât ile hareket ettirir. (Bakınız), pazularım tombullaştı, (vücûdumun semirdi) ve beni ferîh ve fahûr kıldı ve yüceltti. Ben de hemen yüceldim ve ferîh ve fahûr oldum. O beni, Şık denilen birdağ kenârında küçük koyun sürücüğü olan bir kabîle içinde buldu. Sonra beni atları kişner, develeri böğürür, ekinleri sürülüp dâneler (samanından) ayrılır müreffeh ve mes`ûd bir cemiyet içine getirdi.
Sıra :
 
Ravi :
Baslik :
EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Hadis :
Rivâyete göre Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Bir kadına zevci yanında hazır (ve mukîm) iken onun rızâsı olmadıkça (nâfile olarak) oruç tutmak halâl olmaz. Yine bir kadın kocasının meskenine onun izni olmadıkça kimsenin girmesine müsâade edemez. Yine bir ev kadını kocasının izni olmaksızın âile nafakasından (âdetten fazla) sarf ederse, fazla sarfiyâtın yarısı zevce edâ olunur.
Sıra :
 
Baslik :
CENNET`LİKLERİN ÇOĞU FAKÎRLER, CEHENNEMLİK`LERİN ÇOĞU İSE KADINLARDIR
Hadis :
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur. Cennet kapısının üstünde oturdum. Bir de gördüm ki, (sorgusuz) Cennet`e girenlerin çoğu fakirlerdir. Mal sâhibleri zenginlerse, bunların cehennemlik olanlarından başkaları (Cennet kapısının önünde, yâhud ârafda hesâb için) hapis ve tevkîf olunmuşlardır. Zenginlerin (fukâra hakkını vermiyen) ehl-i nâr olanları ise, Cehennem`e konulmaları önce emrolunmuştu. Cehennem kapısının önünde de durdum. Bir de baktım ki, Cehenneme gidenlerin çoğu kadınlardır.
Sıra :
 
Konu :
Baslik :
HAZRET-İ ÂİŞE`NİN İNTİHÂRA TEŞEBBÜSÜ
Hadis :
Şöyle rivâyet olunmuştur: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem bir sefere çıkmak istediğinde kadınları arasında kur`a çekerdi. Bir sefer de kur`a Âişe ile Hafsa`ya isâbet etti. Resûlullah gece olunca Âişe`nin mahfesine biner ve onunla görüşerek yol alırdı. Bir gün Hafsa Âişe`ye: Bu gece sen benim deveme binsen, ben de senin devene binsem, sen görmediğin manâzırı görürsün. Ben de görmediğim yerleri görmüş olurum, dedi. Âişe: Pek âlâ, diye muvâfakat etti. Bunun üzerine Hafsa Âişe`nin devesine bindi. Resûlullah Âişe`nin devesine geldi. Halbuki onda Hafsa bulunuyordu. Hafsa`ya selâm verdi. Sonra yola devâm etti. Nihâyet bir durak yerinde indiler. Bu sûretle Âişe Resûlullah`ı kaybetmişti. Durak yerinde indiklerinde Âişe (teessüründen intihâra tasaddî edip) iki ayağını izhir otlarının arasına sokarak: Rabbim bana akreb yâhud yılan musallat et de beni soksun. Ben Resûlullah`a bir şey söylemeğe muktedir olamıyayım, diye duâ etti.
Sıra :